Millî Eğitim Bakanlığı‘nın zorunlu eğitim süresiyle ilgili hazırladığı yeni düzenleme tartışmaları alevlendirdi. Lise süresinin 4 yıldan 3 yıla düşürülmesi, 4+4+4 sisteminin kaldırılması ve “Yaş Modeli”yle 16 yaşındaki öğrencilerin diplomayla mezun olması gibi seçeneklerin gündeme gelmesi, özellikle eğitim sendikaları ve uzmanlar tarafından sert şekilde eleştiriliyor.
Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, bu düzenlemeyi “Bu bir eğitim planı değil, sömürü planı” sözleriyle değerlendirdi. Özbay’a göre hedef, eğitimi iyileştirmek değil, çocukları daha erken yaşta ucuz iş gücü haline getirmek.
Eğitimde Yeni Modeller Masada: 3+1 mi, 2+2 mi?
Zorunlu eğitimin kısaltılması çerçevesinde gündeme gelen modeller arasında 3+1 (3 yıl zorunlu, 1 yıl hazırlık) ve 2+2 (2 yıl zorunlu, 2 yıl isteğe bağlı) sistemleri bulunuyor. Bu sistemlerin gerekçesi olarak öğrencilerde artan devamsızlık oranları ve lise eğitiminin niteliğinde düşüş gösteriliyor.
Ancak uzmanlara göre bu gerekçeler, temel eğitim sorunlarını perdelemeye çalışıyor. Eğitimci Özgür Bozdoğan, yapılan çalışmaları bilimsel değil, anket temelli olarak nitelendirerek bu tür radikal değişikliklerin altyapısının olmadığını vurguluyor.
“Yoksulun Çocuğu Ya İşçi Olacak, Ya Mürid”
Eğitim-İş Başkanı Özbay, sert ifadelerle bu modeli eleştirdi:
“Çocukları ucuz iş gücü yapmanın yolunu arayan sermaye düğmeye bastı. Rejim, ‘emredersiniz’ diyerek yandaş sendikayı sahaya sürdü. İstiyorlar ki yoksulun çocuğu ya sermayeye köle ya da tarikatlara mürid olsun. Bu, geleceğimize ihanettir.”
Özbay ayrıca, ülkedeki ortalama eğitim süresinin hâlâ 9 yıl olduğuna dikkat çekerek, eğitim sürelerinin daha da azaltılmasının felaket olacağı görüşünde. Özellikle Eğitim-Bir-Sen tarafından hazırlanan raporu eleştirerek “sokakta anketle eğitim planı yapılmaz” dedi.
Lise Eğitimi Kısalınca Ne Olacak?
Zorunlu eğitimi kısaltmak, görünüşte öğrencileri erken mezun ederek piyasaya kazandırmak gibi sunulsa da uzmanlara göre bu uygulama uzun vadede;
- Eğitimdeki fırsat eşitliğini yok edecek,
- Nitelikli iş gücü yaratılmasını engelleyecek,
- Yoksul ailelerin çocuklarını eğitimden koparıp işgücüne itecek.
Bozdoğan ise şöyle ekliyor:
“4 yıllık liseyi 2 yıla indirerek öğrencileri sermayeye daha uygun hale getirmek dışında hiçbir amacı yok. Süreyi kısaltmak, işsizliği çözmeyecek. Bu bir hazırlık süreci, kamuoyunu alıştırma çabası.”
Eğitimde Nitelik Yerine Süre Tartışması
Eleştirilerin odak noktası ise açık: Süre değil nitelik konuşulmalı. Eğitim uzmanlarına göre, gerçek sorun öğretmen açığı, okul donanımı ve müfredat kalitesidir. Bu konulara eğilmeden sadece zorunlu eğitimin kısaltılması ile çözüm üretmek mümkün değildir.
Eğitimdeki bu yön değişikliği, gençlerin geleceğini riske atacak ve özellikle sosyoekonomik açıdan dezavantajlı kesimleri daha da kırılgan hale getirecektir. Tartışmalar büyürken, kamuoyunun tepkisi de her geçen gün artıyor.