Yenidoğan Çetesi olarak bilinen ve bebeklerin hayatlarını tehlikeye atarak haksız kazanç elde etmekle suçlanan çete üyelerinin yargılandığı davanın ikinci günü, dikkat çekici savunmalarla devam ediyor. Dünkü ilk duruşmada, çetenin lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı, aylık gelirinin 400 bin lira olduğunu itiraf etmişti. Bugünkü duruşmada sanıkların savunmaları detaylı olarak dinleniyor.
Yenidoğan Çetesi Davasında Sanık Hemşire Hakan Doğukan Taşçı’nın Savunması
Davanın ilk gününde, savunmasını yapan sanıklardan hemşire Hakan Doğukan Taşçı, iddiaları kabul etmediğini belirtti. Bebekleri iyileştirmek için çalıştığını ifade eden Taşçı, “Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Çeteye üye olmadım ve hiçbir bebeğe zarar vermedim,” dedi. Ancak yaptığı açıklamalarda, çetenin lideri Fırat Sarı ile arasında geçen para alışverişlerine dair detaylar ortaya çıktı.
Taşçı, çalıştığı hastanelerde doktor olmadığı için birçok tıbbi müdahaleyi kendisinin yapmak zorunda kaldığını söyledi. Ayrıca, bebek cenazelerinin ailelere verilmemesi karşılığında ailelerden para istendiğini iddia etti.
Yenidoğan Çetesi Davasında Hemşire Hasan Basri Gök’ün İtirafları
Bugün yapılan duruşmada sanıklardan hemşire Hasan Basri Gök, savunmasında, epikriz raporlarını yazdığını ve fazla ilaçları gizlice sattığını açıkladı. Gök, “Fazla ilaçları üç-dört kez sattık. Toplamda 30-40 bin lira kazandık. Bu gelirlerin büyük kısmı Fırat Sarı ve İlker Gönen arasında paylaşılıyordu,” dedi. SGK’nın fazla faturalandırılmasını sağlamak için hastaların tedavi sürelerinin uzatıldığını da itiraf etti.
İlk Günden Öne Çıkanlar
Davanın ilk günü 9,5 saat sürdü ve çetenin yapısına dair ciddi iddialar gündeme geldi:
- Fırat Sarı, sanık kürsüsünde kimlik tespiti sırasında aylık gelirinin 400 bin lira olduğunu itiraf etti.
- Çetenin, bebekleri taburcu edilebilecek durumda olmalarına rağmen sahte raporlarla yoğun bakımda tuttukları tespit edildi.
- Savcılık, mağdur olmayanların davaya müdahil olma taleplerini reddetti.
Bebeklerin Hayatları Tehlikeye Atıldı
Savcılık iddianamesine göre, Yenidoğan çetesi üyeleri haksız kazanç sağlamak adına bebekleri yoğun bakımda tutarak sağlıklarını tehlikeye attı. Bebeklerin yaşam destek tedavilerinden yoksun bırakıldığı, gerekli ilaçların verilmediği ve sahte raporlarla daha uzun süre hastanelerde tutulduğu belirlendi. Bu süreçte İstanbul ve Tekirdağ’daki 10 özel hastanenin ruhsatları iptal edildi.
Savcının Ölümle Tehdit Edilmesi
Yenidoğan Çetesi, yalnızca bebeklerin hayatlarını tehlikeye atmakla kalmadı, aynı zamanda soruşturmayı yürüten savcıyı ölümle tehdit etti. Bu tehditlerin yer aldığı görüntülerde çete üyelerinin, tutuklanan arkadaşlarının tahliye edilmesini talep ettiği görüldü.
Soruşturmanın Ayrıntıları
Soruşturma dosyasında yer alan telefon kayıtlarında, zanlıların “Panik yapmayın” talimatı verdikleri ve hatalarını gizlemek için planlar yaptıkları ortaya çıktı. İddianamede, bebeklerin yaşam kalitelerini hiçe sayan çete üyelerinin, ailelerin ödeme yapmasını bekleyerek cenazeleri teslim etmedikleri de yer aldı.
Sonuç ve Beklentiler
Davanın ikinci gününde sanıkların savunmaları dinlenmeye devam ediyor. Türkiye’yi sarsan bu davada, bebeklerin sağlıkları üzerinden kazanç sağlayanların adalet önünde hesap vermesi bekleniyor. Savcılık makamının sunacağı delillerin davanın seyrini nasıl değiştireceği ise merak konusu.