Uzmanlara göre, uzun süreli ilişkilerde partnerinize bazen sinirlenmek veya ondan nefret etmek normaldir. Ancak bu duyguyu nasıl yöneteceğiniz, ilişkinizin devamı için kritik bir rol oynar. İlişki uzmanları, bu tür duyguların doğal olduğunu, fakat doğru şekilde yönetilmezse ilişkide ciddi sorunlara yol açabileceğini belirtiyor. Peki, bu anlarda ne yapılmalı?
Nefret Etmek Normal Mi?
Aşk ve nefret arasında ince bir çizgi olduğu sık sık söylenir. Ünlü aktris Jamie Lee Curtis, eşi Christopher Guest ile 40 yıllık evliliğinin sırrını açıklarken, “gerçekten iyi bir doz nefret” içerdiğini söylemişti. Curtis’in ifadesi, ilişkilerde bazen olumsuz duyguların da yer alabileceğini gösteriyor. Evlilik ve aile terapisti Jane Greer, sevdiğiniz kişiden zaman zaman nefret etmenin dünyanın en yaygın şeylerinden biri olduğunu belirterek, “Partnerimizi her zaman koşulsuz sevmemiz gerektiğini düşünürüz ama işler böyle yürümez.” diyor.
Sorunları Biriktirmeyin
Oakland Üniversitesi‘nde sosyoloji profesörü olan Terri Orbuch, uzun süreli ilişkilerde biriken küçük sıkıntıların büyük sorunlara yol açabileceğini söylüyor. Örneğin, klozet kapağının açık bırakılması ya da zeminin ayakkabılarla kirletilmesi gibi basit alışkanlıklar, ele alınmadığında daha büyük sorunların temeli olabilir. Orbuch, 36 yıl boyunca yüzlerce çifti takip ederek yaptığı araştırmalarda, küçük şeylerin zamanında çözülmesi gerektiğini vurguluyor. Ona göre, küçük bir alışkanlık başlangıçta sinir bozucu olabilir, ancak zamanla “Beni dinlemiyorsun, beni sevmiyorsun, belki de birbirimiz için doğru kişi değiliz” gibi daha büyük şikayetlere dönüşebilir.
Tartışmalar İçin Doğru Zamanı Seçin
Orbuch’a göre, tartışmak için doğru zamanı bulmak çok önemlidir. Bir konuyu hemen eleştirmek, partnerinizi savunmaya itebilir. Bu yüzden tartışmalar için işten hemen sonra, güne başlamadan önce ya da yatarken değil, daha sakin ve uygun bir zamanı seçmek gerekir. Çocuklardan uzakta, odaklanabileceğiniz bir ortamda tartışmak, daha verimli sonuçlar almanıza yardımcı olabilir.
Spesifik Olun
Tartışma sırasında genel suçlamalardan kaçınarak spesifik bir davranışı dile getirmek, eşinizin durumu kişisel algılamasını engeller. Orbuch, bu tür durumlarda “XYZ ifadesi” adı verilen bir yöntemi öneriyor. Örneğin, partnerinizin iyi bir arkadaş olduğunu ya da annenize karşı nazik davrandığını belirttikten sonra, “Y durumunda (çamaşır sepetine atmak yerine) X’i yaptığında (kıyafetlerini yere attığında), Z’yi (hayal kırıklığına uğramış) hissediyorum.” şeklinde bir ifade kullanabilirsiniz. Bu şekilde eşinizi karakteriyle değil, belirli bir davranışıyla eleştirir ve konuyu daha yapıcı bir şekilde açabilirsiniz.
Sevgi Dolu Anları Vurgulayın
Greer, olumsuz duyguları daha hızlı dağıtmanın en iyi yollarından birinin, ilişkinizdeki olumlu anları ve partnerinizin iyi yönlerini hatırlamak olduğunu belirtiyor. Nefret dolu anlar, olumlu anılarla daha çabuk etkisini kaybeder. Partnerinizin sadece sevdiğiniz özelliklerini değil, aynı zamanda sizi nasıl mutlu ettiğini de not etmek, ilişkinize dair pozitif bir bakış açısı oluşturabilir.