Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Hikmet Çetinkaya’nın vefat haberi, Türk basın camiasında ve sevenleri arasında derin üzüntü yarattı. Uzun yıllar boyunca kalemiyle iz bırakan usta gazeteci, bir süredir tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Türk medyasının belleğine adını altın harflerle yazdıran Çetinkaya, bugün hayatını kaybetti.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Hikmet Çetinkaya’nın vefatının ardından bir başsağlığı mesajı yayımladı. Açıklamada, “Gazetecilik mesleğine uzun yıllar başarıyla hizmet eden üyemiz gazeteci-yazar Hikmet Çetinkaya’yı kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Meslektaşımızın ailesine ve basın topluluğumuza başsağlığı diliyoruz” denildi.

Hikmet Çetinkaya’nın Gazetecilik Serüveni

1942 yılında Balıkesir’in Edremit ilçesinde doğan Hikmet Çetinkaya, eğitim hayatına Manisa Erkek Lisesi’nde başladı. Gazetecilik tutkusuyla 1960’lı yıllarda Cumhuriyet gazetesi kadrosuna muhabir olarak katılan Çetinkaya, özellikle 1966-1980 yılları arasında yaptığı röportajlarla dikkat çekti.

Gazetecilik kariyerinde birçok başarıya imza atan Çetinkaya, yalnızca haber yazmakla kalmadı; aynı zamanda toplumsal meseleleri gündeme taşıyan yazılarıyla da okurların gönlünde yer etti. Onun için gazetecilik, yalnızca bilgi aktarmak değil; aynı zamanda bir sorumluluktu.

Ödüllerle Taçlanan Bir Kariyer

Usta kalem Hikmet Çetinkaya, meslek hayatı boyunca birçok prestijli ödülün de sahibi oldu. 1968, 1970 ve 1971 yıllarında İzmir Gazeteciler Cemiyeti tarafından verilen Hasan Tahsin Ödülü’ne layık görüldü. Ayrıca 1975 yılında Türk Dil Kurumu Basın Ödülü ile onurlandırıldı.

Bu ödüller, onun mesleğe verdiği değerin ve kaleminin gücünün birer yansımasıydı. Yazılarında dilin gücünü etkili kullanan, toplumsal duyarlılığa önem veren bir gazeteci olarak, genç kuşaklara da ilham kaynağı oldu.

Basın Dünyasında Derin Bir Boşluk

Hikmet Çetinkaya’nın vefatıyla birlikte yalnızca bir yazar değil, aynı zamanda Türk basınının vicdanı da sessizliğe büründü. Onun kalemi; cesur, sorgulayan ve topluma yön gösteren bir pusulaydı. Gazetecilik anlayışı, çok sesliliğe ve özgürlüğe dayanıyordu.

Bugün ardında bıraktığı onlarca kitap, yüzlerce köşe yazısı ve binlerce haberle Hikmet Çetinkaya, yalnızca bir gazeteci değil; aynı zamanda fikir ve vicdan önderi olarak hatırlanacak. Türk basın tarihinde silinmez bir iz bırakan usta kalem, kalplerimizde yaşamaya devam edecek.