Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, siyasetteki son gelişmeleri ve Cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerine dikkat çekici açıklamalarda bulundu. CHP‘nin Cumhurbaşkanlığı için aday belirleme sürecinde, iki önemli isim olan Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş dışında üçüncü bir ismin de gündeme gelmesi gerektiğini savunan Soyer, partide fikirler üzerine bir yarış olmasının önemine vurgu yaptı.
İmamoğlu ve Yavaş Dışında Bir Aday İhtimali
Tunç Soyer, Armağan Çağlayan’ın sunduğu Ekol TV‘de katıldığı programda, CHP’nin olası Cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerine çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Soyer, CHP’nin adaylık sürecinde yalnızca iki isim üzerinden tartışma yapılmasını eleştirerek şu ifadeleri kullandı:
“Bu yarış bir fikir üzerinden olsa eyvallah. Neden onun olması gerektiğine dair bir fikir ortaya konsa belki karşı fikirler ortaya konacak. Ve böylece doğru yol bulunacak. Şu an sadece kişisel bir takım tercihler üzerinden konuşuluyor. Parti içinde İmamoğlu ve Yavaş’ın dışında 3’üncü bir aday neden olmasın ki?”
Soyer’in bu açıklamaları, CHP içinde farklı adayların da tartışmaya açılması gerektiği yönünde bir mesaj olarak yorumlandı. Olası üçüncü bir adayın, partinin yeni vizyonunu ve stratejisini daha güçlü bir şekilde temsil edebileceğini belirten Soyer, sadece iki isimle sınırlı kalmanın doğru olmadığını savundu.
Algılar ve Olguların Yarışı
Tunç Soyer, ayrıca günümüz siyasetine dair önemli bir tespitte bulunarak, algıların gerçeğin önüne geçtiğini belirtti. Soyer, siyasette ve toplumsal hayatta çoğu zaman olgular yerine algılarla hareket edildiğini ifade ederek şu yorumda bulundu:
“Algılar olguların önüne geçti ki günümüz dünyasında bazen içinde yaşadığınız hayatın neredeyse sadece algılardan ibaret olduğu gerçeğini idrak ediyoruz bir an. O kadar çok algılarla boğulmuşuz ki biz o olguyu içinden çıkartıp gerçeği görebilecek noktadan çok uzaklaşıyoruz. Sadece algılar üzerinden hayatı yorumlamaya, algılamaya çalışıyoruz.”
Soyer’in bu ifadeleri, siyaset dünyasında gerçeklerin algılarla şekillendiği bir dönemden geçildiğine işaret ediyor. Algı yönetiminin, siyasetçilerin ve partilerin başarılarını nasıl etkilediği üzerine yaptığı bu değerlendirme, hem siyasetin hem de toplumun önemli bir sorunu olarak dikkat çekiyor.
İzmir Sevgisi ve Üzüntüsü
Tunç Soyer, programda aynı zamanda yerel seçimler sürecine ve kendi siyasi kariyerine dair düşüncelerini de paylaştı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden duyduğu gururu dile getiren Soyer, aday gösterilmemesi nedeniyle yaşadığı üzüntüyü samimiyetle ifade etti. İzmir’e olan sevgisini ve şehre duyduğu bağlılığı anlatan Soyer, görev yapmayı sürdürmek istediğini belirtti. Ancak buna rağmen yaşadığı hayal kırıklığına rağmen, İzmir halkına olan sevgisinin devam ettiğini şu sözlerle dile getirdi:
“Ben İzmir’i büyük bir aşkla severek çalıştım. Gecemi gündüzüme kattım. Bundan hiç şikayet etmedim, hiç yorulmadım. O nedenle başlarda ‘aşk karşılıksız kaldı’ diye bir duyguya kapılmıştım. Sonra gördüm ki mesele o değil, o aşk devam ediyor, hem de karşılıklı devam ediyor. Ama bir dönem daha görev yapmayı arzu etmiştim. Olmaması nedeniyle çok üzüldüm.”
Soyer’in İzmir için yaptığı çalışmaların ve İzmir halkıyla kurduğu bağın güçlü bir şekilde devam ettiğini vurgulaması, onun siyasi kariyerinde önemli bir yer tutuyor.
Tunç Soyer’in Siyasi Geleceği
Tunç Soyer, Cumhurbaşkanlığı adaylığı hakkında yaptığı açıklamalarla dikkat çekerken, kendi siyasi geleceğine dair de önemli mesajlar verdi. İzmir’deki görevine yeniden talip olma isteğini dile getirmesine rağmen, partinin başka bir aday belirlemesi nedeniyle hayal kırıklığı yaşadığını belirten Soyer, siyasetten uzaklaşmak gibi bir niyeti olmadığını da açıkça ortaya koydu.
Soyer’in bu açıklamaları, gelecekte Cumhurbaşkanlığı yarışında yer alacak bir aday olup olmayacağına dair çeşitli spekülasyonları da beraberinde getirdi. CHP’nin Cumhurbaşkanlığı adayını belirleme sürecinde Soyer gibi tecrübeli isimlerin de potansiyel adaylar arasında değerlendirilmesi, partinin stratejik hamleleri açısından önem taşıyor.