18 Ağustos, Pazartesi - 2025
Diğer

    Trump’ın İran’a Süre Verme Planı: Diplomasi mi, Savaş Hazırlığı mı?

    ABD Başkanı Donald Trump, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının ardından Tahran’a net bir mesaj verdi: “İki haftalık süre, koşulsuz teslimiyet.” Ancak New York Times’a göre, bu çağrı, gerçek bir diplomatik çözüm arayışından çok, askeri müdahale hazırlıklarına zaman kazandırma hamlesi olabilir. Peki, böylesine karmaşık bir süreçte, Trump gerçekten müzakere mi istiyor, yoksa savaş planlarına meşruiyet zemini mi arıyor?

    İki Haftada Ne Olabilir?

    Diplomatlara göre, İran’la bir anlaşmaya varmak, geçmişteki örneklerde olduğu gibi haftalar değil, aylar hatta yıllar sürebilir. Örneğin Obama döneminde İran’ın nükleer programını sınırlayan anlaşma iki yılda hazırlanmıştı. Biden yönetimi bu anlaşmayı yeniden canlandırmak istese de, İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney son taslağı veto etmişti.

    Bugünse tablo çok daha gergin. Trump, İran’a son bir şans tanıdığını söylerken, bir yandan da bölgedeki askeri seçenekleri gözden geçiriyor.

    İran’da Müzakere Kapısı Kapalı

    İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Cenevre’de yaptığı açıklamada, İsrail’in devam eden saldırıları sona ermeden hiçbir müzakerenin mümkün olmadığını söyledi. İran tarafı, önce askeri baskının durmasını şart koşuyor. Arakçi, geçmişte 2015 anlaşmasının mimarlarından biri olsa da, bugün Hamaney üzerindeki etkisinin sınırlı olduğu biliniyor.

    Trump’ın Diplomasi Anlayışı: “Zorlama”

    Trump, gazetecilere verdiği demeçte “Diplomasinin zorlama boyutuyla ilgileniyorum” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, geleneksel diplomatik süreçlerden ziyade baskıyla dayatılan hızlı bir çözüm arandığını gösteriyor. Ancak uzmanlar bu yaklaşımın ters tepebileceği uyarısında bulunuyor.

    Görüşmeler İmaj mı, Gerçek mi?

    New York Times, Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile İran’ın başmüzakerecisi Arakçi arasında yürütülen temasların simgesel boyutta kaldığını belirtiyor. Witkoff’un diplomatik geçmişi zayıf olsa da, Trump’a olan yakınlığı nedeniyle sürecin yönünü etkileyebiliyor. Ancak şu ana kadar her iki tarafın da gerçek bir uzlaşmaya yaklaşmadığı görülüyor.

    Arakçi, bu görüşmeleri “gölge oyun” olarak nitelendiriyor ve ABD’nin müzakereyi bir savaş perdesi olarak kullandığını öne sürüyor:

    “Diplomasiyi bir maske olarak kullanıyorlar. Bu ihanettir.”

    “Sıfır Zenginleştirme” İmkânsız

    İran, uranyum zenginleştirme faaliyetlerini tamamen durdurmayı reddediyor. Arakçi, bu teknolojinin ulusal bir onur meselesi olduğunu ve “sıfır zenginleştirmenin imkânsız” olduğunu açıkladı.
    Bu yaklaşım, Trump’ın ısrarla talep ettiği “koşulsuz teslimiyet” ile tamamen çelişiyor.

    Uzmanlar Uyarıyor: “Diplomasi Füze Yağmuru Altında Yürümez”

    Obama döneminde müzakere masasında yer alan Robert Malley, Trump’ın beklentisinin “gerçekçilikten uzak” olduğunu belirtiyor:

    “İran, tehdit altında teslim olmaz. Bu onlara göre intiharla tehdit arasında seçim yapmaya zorlanmaktır.”

    Malley’ye göre diplomatik bir çıkış yolu hâlâ var: İran’ın zenginleştirmeyi geçici ve gönüllü olarak durdurması. Ancak bu tür bir çözüm, Viyana’da yazılıp çizilen, zaman alan, tarafsız ortamda yürütülen bir süreci gerektirir. Bugünkü ortamda ise ne zaman, ne güven, ne de siyasi irade mevcut.

    ABD-İsrail İttifakı Belirleyici Olacak

    İsrail’in İran’a karşı nükleer tesisleri hedef alan saldırıları, Washington’un diplomatik manevra alanını iyice daraltıyor. Eğer Tel Aviv baskıyı sürdürürse, Trump’ın “diplomatik pencere” söylemi sadece bir taktik olarak kalabilir.

    Masada Diplomasi Var Gibi, Ama Silahlar Daha Hazır

    Trump’ın İran’a verdiği iki haftalık süre, görünürde bir müzakere fırsatı sunsa da, gerçekte bu sürenin askeri hazırlık ve uluslararası meşruiyet oluşturma amacı taşıdığı yönünde güçlü işaretler var. İran, teslim olmaya değil, direnişe ve caydırıcılığa odaklanıyor. Bu durumda, çıkış yolu arayan diplomasi, her an çatışma rotasına dönebilecek bir senaryonun gölgesinde kalıyor.

    Öne Çıkan Haberler

    Jrokez Lakaplı Kick Yayıncısı Oğuzhan Dalgakıran Hayatını Kaybetti

    26 yaşındaki Jrokez takma adlı Kick yayıncısı Oğuzhan Dalgakıran, Ankara’daki evinin balkonundan düşerek hayatını kaybetti. Genç yayıncının ölümü sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.

    Bahçeli’nin 29 Ekim Sürprizi: Alevi Açılımına Güçlü Destek Beklentisi

    Hükümetin Alevi açılımı için hazırladığı kapsamlı paket, 29 Ekim’de Bahçeli’nin yapacağı olası "tarihi çıkış" ile gündemi sarsabilir.

    Yunanistan’da Tarihi Karar: Alevi-Bektaşi İnancı Resmen Tanındı

    Yunanistan, Alevi-Bektaşi inancını resmi olarak tanıdı. Bu kararla Alevi-Bektaşiler bağımsız temsil hakkı ve cemevlerine yasal statü kazandı.

    Trump’tan Tepki Çeken Paylaşım: Yapay Zeka ile Obama’yı Tutukladı

    Trump’tan dikkat çeken hamle: Yapay zeka ile oluşturduğu videoda Obama’yı hapse attı! ABD siyaseti bu kurguyla çalkalanıyor.

    Bunlarada Göz Atabilirsiniz

    Jrokez Lakaplı Kick Yayıncısı Oğuzhan Dalgakıran Hayatını Kaybetti

    26 yaşındaki Jrokez takma adlı Kick yayıncısı Oğuzhan Dalgakıran, Ankara’daki evinin balkonundan düşerek hayatını kaybetti. Genç yayıncının ölümü sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.

    Bahçeli’nin 29 Ekim Sürprizi: Alevi Açılımına Güçlü Destek Beklentisi

    Hükümetin Alevi açılımı için hazırladığı kapsamlı paket, 29 Ekim’de Bahçeli’nin yapacağı olası "tarihi çıkış" ile gündemi sarsabilir.

    Yunanistan’da Tarihi Karar: Alevi-Bektaşi İnancı Resmen Tanındı

    Yunanistan, Alevi-Bektaşi inancını resmi olarak tanıdı. Bu kararla Alevi-Bektaşiler bağımsız temsil hakkı ve cemevlerine yasal statü kazandı.