ABD Seçilmiş Başkanı Donald Trump’ın ekibi, İran’ın nükleer programını durdurmaya yönelik daha agresif bir yaklaşım için planlar yapıyor. Wall Street Journal’ın (WSJ) haberine göre, “Maksimum Baskı 2.0” olarak adlandırılan strateji kapsamında ekonomik yaptırımların yanı sıra önleyici hava saldırıları gibi seçenekler değerlendiriliyor.
Ortadoğu’daki Değişim ve Yeni Strateji
Ortadoğu’daki değişimler, Trump yönetiminin İran’a yönelik politikasını yeniden şekillendirme olasılığını artırıyor.
- Suriye ve İsrail: Suriye’de Beşar Esad rejiminin devrilmesi ve İsrail’in Hizbullah ile Hamas üzerindeki etkisini artırması, İran’ın bölgedeki gücünü zayıflattı.
- Nükleer Silah Endişesi: Trump’ın geçiş ekibi, bu süreçte İran’ın nükleer silah geliştirme programını hızlandırabileceğinden endişe ediyor.
Bu nedenle, İran’daki bazı nükleer tesislere hava saldırısı düzenlenmesi de dahil olmak üzere farklı askeri ve diplomatik seçenekler masada.
Trump’ın İlk Dönem Politikası ve Olası Değişim
Trump, ilk döneminde İran’ın nükleer programına karşı diplomatik ve ekonomik yaptırımları tercih etmiş, doğrudan güç kullanmaktan kaçınmıştı. Ancak yetkililer, mevcut koşulların bu yaklaşımı değiştirebileceğine işaret ediyor. Washington, bölgeye daha fazla savaş gemisi ve jet göndererek İran’a gözdağı verme planlarını da değerlendiriyor.
Trump, Time dergisine verdiği röportajda ABD’nin İran’la savaşa girip girmeyeceğine dair soruya “Her şey olabilir. Durum çok değişken” yanıtını verdi.
2015 Nükleer Anlaşması ve Bugünkü Durum
İran ile ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya arasında 2015’te imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP), İran’ın nükleer faaliyetlerini denetim altına almak için yapılmıştı. Ancak Trump, 2018’de anlaşmadan çekildi ve ardından İran yeniden yüksek düzeyde uranyum zenginleştirme çalışmalarına başladı.
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, anlaşmaya dönme şartı olarak ABD ve Avrupa ülkelerinin yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.
Nükleer Tehdit ve Güç Dengesi
Trump yönetimi, İran’ın nükleer programını durdurmak için yeni stratejiler geliştirirken, Washington’un bu konuda daha agresif bir tutum benimsemesi muhtemel görünüyor. Ancak uzmanlar, bu yaklaşımın bölgedeki tansiyonu artırabileceği ve uzun vadeli sonuçlar doğurabileceği konusunda uyarıyor.