Timur Soykan ve Murat Ağırel, “malvarlığı değerlerini aklama” suçlamasına ilişkin açılan soruşturmada, haklarında yapılan şikâyet sonucu “tehdit” ve “şantaj” iddiasıyla gözaltına alındı. Flash Haber TV’nin cezaevindeki patronu Erkan Kork’un şikâyeti sonrası açılan dosyada savcılık, iki gazeteci için tutuklama talep etti. Ancak hakimlik, haftada 2 gün imza ve yurt dışına çıkış yasağı şartıyla serbest bırakılmalarına karar verdi.
Timur Soykan: “Gazeteciliği Suç Gibi Göstermek İstiyorlar”
Adliye çıkışında basın mensuplarına açıklama yapan Timur Soykan, yaşanan sürecin siyasi olduğunu ve gazeteciliğin hedef alındığını belirtti:
“Yasadışı bahis baronu olduğu iddia edilen bir kişinin banka, ödeme sistemi ve televizyon kanalı satın alması dünyada haber değeri taşır. Ancak biz bu haberi yaptığımız için suçlandık. Bu kabul edilemez.”
Soykan, MASAK ve BDDK gibi kurumların bu süreçte nasıl izin verdiğini sordu ve bu soruları sormanın suç olamayacağını vurguladı. “Biz gazeteciyiz, skandalların üzerine gitmeye devam edeceğiz,” diyerek mesajını net verdi.
Murat Ağırel: “Gazetecilik Suç Değildir, Daha Fazlasını Yapacağız”
Murat Ağırel ise, gözaltı sürecinin önceden planlandığını, ancak avukatlarının ifade için başvurduğu gün sabaha karşı polis baskınıyla gözaltına alındıklarını ifade etti. Ağırel şu ifadeleri kullandı:
“Biz ifade vermeye hazırdık. Bize şikâyette bulunan kişiyle çay bahçesinde görüştük, röportaj yaptık. Bunu da kayıt altına aldık. Şimdi bu gazetecilik faaliyeti şantaj olarak gösterilmeye çalışılıyor.”
Ağırel ayrıca, ses kayıtlarını savcılığa bizzat kendilerinin sunduğunu ve karşı tarafın ifadesinin çelişkilerle dolu olduğunu belirtti. “Bugün ne yaptıysak, yarın on katını daha fazla yapacağız,” sözleriyle mücadeleye devam edeceklerini vurguladı.
Erkan Kork’un Şikâyeti ve Flash TV Satışı Gölgesinde Soruşturma
Cezaevinde bulunan Erkan Kork, SEGBİS üzerinden savcılığa verdiği ifadede, Halk TV’nin sahibi Cafer Mahiroğlu’nun Flash TV’yi satın almak istediğini, ancak başaramayınca kendisinin aldığını, ardından Soykan ve Ağırel tarafından baskı gördüğünü iddia etti. Kork’un iddiaları üzerine açılan dosyada, gazetecilerin yaptığı röportajın bir baskı aracı olarak yansıtılmaya çalışıldığı gözlemlendi.
Skandalların Üstü Örtülmeye Çalışılıyor mu?
Soykan ve Ağırel, iddiaların asıl hedefinin kendileri değil, yürüttükleri soruşturmacı gazetecilik faaliyeti olduğunu savunuyor. Özellikle kamuoyuna yansıyan MASAK raporları ve BDDK skandallarıyla ilgili haberlerin, iktidar çevrelerinde rahatsızlık yarattığına dikkat çekiyorlar. Bu bağlamda gözaltı süreci, bağımsız medyayı sindirme girişimi olarak değerlendiriliyor.
Gazetecilik Suç Değildir Mesajı: Basın Özgürlüğüne Vurgu
Her iki gazeteci de, kendilerine yöneltilen suçlamaların basın özgürlüğüne doğrudan müdahale niteliği taşıdığını söyledi. Çağdaş Gazeteciler Derneği’nden ödül alacakken gözaltına alındığını hatırlatan Soykan, “Gazeteciler ödül alacağı gün gözaltına alınıyorsa, bu ülkede ifade özgürlüğü tehdit altındadır,” diyerek sürece tepki gösterdi.
Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Sürecek
Soykan ve Ağırel, sürecin yalnızca bir “hukuki mesele” değil, aynı zamanda bir gazetecilik mücadelesi olduğunu vurguladı. Her iki isim de, sadece iktidarın onayladığı gazetecilerin konuşmasına izin verilmek istendiğini ancak buna boyun eğmeyeceklerini açıkladı.
