ABD Başkanı Donald Trump, başkanlık görevine geldiğinde savaşlara son vereceğini ve askerleri üslerden çekeceğini vurgulamıştı. Ancak İngiliz medyasına göre, Başkan Trump henüz 150 gün dolmadan Netanyahu’nun etkisine yenik düşerek Ortadoğu’da stratejik bir tuzağa sürüklendi.
Başlangıçta Dengesi Korunuyordu
Trump’ın göreve geldiği andan itibaren, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun sürpriz savaş planlarını dizginleyeceği umut edilmişti. Bu doğrultuda, Trump’ın Ortadoğu özel temsilcisi Steve Witkoff, yemin töreninden birkaç gün sonra İsrail’e giderek Şabat günü Netanyahu ile ateşkes müzakereleri şartı koymuştu. Dönemin bazı İsrailli eleştirmenler, bu hamleyi “Trump faktörü” olarak değerlendirmişti çünkü ABD Devleti, öngörülemez yapısıyla İsrail’in aşırı politikasını kontrol edebilecek gibi görünmüştü.
B Bombardımanı ve Denge Değişiminin İşaretleri
Ne var ki bu denge çok kısa sürdü. İsrail’in İran’daki uranyum zenginleştirme tesisine yönelik saldırılar başladığında, Trump sessizliğini bozmadı. Böylece ABD, B‑2 bombardıman uçaklarıyla güç kullanımıyla doğrudan çatışmanın bir parçası haline geldi. Neticede, Washington yönetimi, Tel Aviv’in tek taraflı operasyonlarına destek veriyor eleştirilerini haklı çıkardı.
“Küresel Savaşın Eşiğinde” Uyarısı
Trump’ın 2020 seçim kampanyasında gösterdiği “yeni savaşlara girme” ve “askerleri eve döndür” söylemleri suya düştü. Yerini şahin sesler aldı. Trump yönetimi, İran’a yönelik müdahalesinin sınırlı tutulacağını söylese de aynı zamanda yeni misillemelere karşı yüksek alarmda olunduğu vurgulandı. ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, yaptığı değerlendirmede, bu adımın “sınırlı kalmayarak geniş çaplı bir çatışmaya dönüşebileceği” uyarısında bulundu.
Trump-Netanyahu Arasında Uyum Vurgusu
Trump, İsrail’e yönelik saldırıları savunarak, “Başbakan Netanyahu ile tam uyum içinde çalıştık” dedi. Trump’a göre Tel Aviv’in kararları iki ülkenin ortak güvenliği adına yapılmış adımlardı. Öte yandan, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, bu operasyonların “tek taraflı olduğunu” savunarak Trump’ın önceki söylemleriyle çelişen bir tablo yarattı.
Netanyahu: “Tarihi Bir Karar”
İsrail Başbakanı Netanyahu, Trump’a açık teşekkür mesajı yayınlayarak şöyle dedi:
“Başkan Trump’ı tebrik ediyorum. İran’ın nükleer tesislerini hedef alma kararı, Amerika’nın kudreti ve adalet duygusuyla verilen cesur bir adımdır.”
Bu sözler, Tel Aviv yönetiminin ABD’yi doğrudan stratejik hamlelerinin bir parçası haline getirdiğini gösteriyor. Ve bu durum, Trump’ın “başkanlıkta ilk aylarında sergilediği denge siyaseti politikasının çöktüğüne” işaret ediyor.
Tuzağa Düştü Mü? The Guardian’ın Yorumu
The Guardian analistlerine göre Trump, Netanyahu’nun ustaca kurduğu bu stratejiye fark etmeden kapılmış durumda. ABD, başlangıçta İsrail’in şahin politikalarına karşı mesafeli durursa da şimdi uygulamanın ortağı haline geldi. Bu gelişme, Ortadoğu’da yeni bir şatışma döngüsünü tetikleyebilir.
Strateji Krizi ve Kamuoyu
ABD iç kamuoyunda, Trump’ın siyasi duruşundaki bu değişim eleştiriliyor. MAGA tabanı, Trump’a yeni çatışmalara girme konusunda tepki göstermeye başladı. Uzmanlar, bu durumun Trump’ın iç siyasetteki “Türkiye’ye çekilme” vaatleriyle açıkça çeliştiğini ve bu durumun seçmende güven kaybına yol açabileceğini öne sürüyor.
Gelecek Planları: Ne Bekleniyor?
Trump şimdi iki cephede sıkışmış durumda: Netanyahu’nun şahin hamleleriyle birlikte hareket ederken, bir yandan da yeni bir uzun vadeli savaşın risklerine karşı halkı ikna etmeye çalışıyor. Uzmanlara göre ABD’nin İran’a yönelik müdahaleleri, önümüzdeki aylarda Ortadoğu krizini tırmandırabilir. Bu durum, Trump’ın seçim öncesindeki söylemleriyle ciddi bir çelişki oluşturuyor.