The Apprentice: Donald Trump’ın Yükseliş Hikayesinin Filmi

Bu yılın başlarında Cannes Film Festivali‘nde gösterime giren ve tartışmalara neden olan film ‘The Apprentice’, Amerika Birleşik Devletleri’nin eski başkanı ve Cumhuriyetçilerin 2024 başkan adayı olan Donald Trump‘ın gençlik yıllarından yetişkinliğine uzanan hikayeyi gözler önüne seriyor. İran asıllı Danimarkalı yönetmen Ali Abbasi tarafından yönetilen ve gazeteci Gabriel Sherman‘ın senaryosunu yazdığı bu film, Trump’ın hayatının en kritik dönemeçlerini sinema perdesine taşıyor.

Film, 1970’ler ve 1980’ler arasındaki New York’ta geçiyor ve Donald Trump‘ın kariyerine nasıl başladığını, zorluklarla dolu bu süreçte nasıl yükseldiğini anlatıyor. Trump’ın emlak dünyasında başarıya ulaşmak için verdiği mücadele, onun gençlik yıllarındaki belirsizliklerinden başlayarak, Amerika’nın en ünlü iş adamlarından biri olma yolundaki adımlarına kadar detaylandırılıyor.

Trump ve Roy Cohn Arasındaki İlişki

ümit özdağ

Filmde, genç Donald Trump’ı Sebastian Stan canlandırıyor. Film, Donald’ın Manhattan’da bir gece kulübünde sevgilisini etkilemeye çalışan beceriksiz bir genç olarak tanıtılmasıyla başlıyor. Trump’ın emlak dünyasında isim yapmak için çabalayan, baba sorunlarıyla boğuşan biri olarak karşımıza çıkması, onun ilk yıllarındaki zorlukları gözler önüne seriyor. Bu dönemde, Donald’ın karşısına acımasız bir avukat olan Roy Cohn (Jeremy Strong) çıkıyor ve Trump’ı kanatları altına alarak ona rehberlik ediyor.

Roy Cohn, Trump’a iş hayatında başarılı olmak için üç altın kural öğretiyor:

  1. Saldır, saldır, saldır.
  2. Hiçbir şeyi kabul etme, her şeyi inkâr et.
  3. Zaferi sahiplen ve asla yenilgiyi kabul etme.

Bu kurallar, Trump’ın hayatında ve iş dünyasında nasıl yükseldiğini ve bugün bildiğimiz Trump İmparatorluğu‘nun temellerinin nasıl atıldığını anlatıyor. Film, aynı zamanda Cohn ve Trump arasındaki öğrenci-akıl hocası ilişkisini derinlemesine ele alarak, ikili arasındaki karmaşık bağı izleyiciye sunuyor.

Fred Trump ve Emlak Dünyasına Giriş

Trump’ın başarısında büyük rol oynayan bir diğer kişi ise babası Fred Trump. Filmde, Fred Trump karakterini Martin Donovan canlandırıyor. Fred Trump, oğluna emlak dünyasında yol göstermede önemli bir rol oynuyor. Özellikle Adil Konut Yasası ile ilgili yasal sorunlarını çözme konusunda, Roy Cohn’un yardımlarıyla birlikte Fred, Donald’ın Commodore Oteli’ni satın alıp Trump Tower‘a dönüştürmesine yardımcı oluyor.

ümit özdağ

Bu süreç, Trump’ın emlak dünyasında bir dev haline gelmesinin başlangıcı olarak kabul ediliyor. Film, Trump’ın bu başarılara nasıl ulaştığını ve New York’ta bir iş adamı olarak nasıl yükseldiğini dramatik bir dille anlatıyor. Ayrıca, babasıyla olan ilişkisi ve bu ilişkinin iş hayatındaki etkileri de filmde önemli bir yer tutuyor.

Trump’ın Yükselişi ve Roy Cohn’un Düşüşü

Yönetmen Ali Abbasi, filmde Trump’ın yükselişi ile Roy Cohn’un düşüşünü paralel bir şekilde işlemeyi tercih ediyor. Cohn, film boyunca Trump’a rehberlik eden güçlü bir figür olarak yer alırken, AIDS teşhisi sonrası sağlığının bozulmasıyla birlikte güç kaybetmeye başlıyor. Bu süreçte Trump ise her geçen gün daha da güçleniyor. Film, bu iki karakterin zıt yörüngelerde ilerleyişini ustalıkla anlatıyor.

Sebastian Stan, Trump rolünde başarılı bir performans sergiliyor. Karakterin, beceriksiz ve kendine güvensiz bir gençten, güçlü ve dokunulmaz bir iş adamına dönüşümünü inandırıcı bir şekilde yansıtıyor. Stan, jest ve mimikleriyle Trump’ın zamanla artan narsisizmini ve acımasız iş anlayışını başarılı bir şekilde izleyiciye sunuyor.

ümit özdağ

Jeremy Strong’un Roy Cohn Performansı

Filmde, Succession dizisinden tanıdığımız Jeremy StrongRoy Cohn karakterine hayat veriyor. Strong, Cohn’u karmaşık bir karakter olarak canlandırıyor; hem acımasız bir avukat hem de kendi iç dünyasında çelişkilerle boğuşan bir insan olarak sunuyor. Cohn’un Ethel Rosenberg’e ölüm cezası vermekle övünmesinin yanı sıra, farkında olmadan bir canavarı serbest bıraktığını anlaması, karaktere derinlik kazandırıyor. Strong’un bu rolü, filmin en güçlü yanlarından biri olarak öne çıkıyor.

Filmde Tartışmalı Sahne: Ivana Trump’a Tecavüz İddiası

The Apprentice, büyük ölçüde Trump’ın iş hayatındaki yükselişini anlatan bir film olsa da, tartışmalı sahneleriyle de dikkat çekiyor. Özellikle Trump’ın eski eşi Ivana Trump’a saldırdığı iddialarına yer verilen sahne, filmin en çok konuşulan bölümlerinden biri. Bu sahne, Trump’ın ekibi tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı. 1989’da yaşandığı iddia edilen bu olay, çiftin boşanma davasında detaylıca ele alınmıştı. Trump, bu iddiayı reddetmiş ve Ivana da 2015’te bu iddiaları yalanlamıştı. Ancak film, bu sahneyi açıkça ve net bir şekilde gösteriyor.

Trump’ın kampanya ekibinden Steven Cheung, Cannes’daki gösterimin ardından yaptığı açıklamada, filmin sahte iddialar içerdiğini belirterek dava açacaklarını duyurdu. Cheung, bu filmin Hollywood elitlerinin Trump’ın Beyaz Saray’a geri dönmesini engellemek için yaptığı bir müdahale olduğunu söyledi. Trump hakkında bugüne kadar 25’ten fazla kadının cinsel istismar iddiasında bulunduğu biliniyor ve bu durum filmin tartışma yaratmasına neden oldu.

The Apprentice’in Etkisi ve Zamanlaması

The Apprentice, Trump’ın iş dünyasında ve siyasetteki yükselişine dair bilinen pek çok gerçeği anlatıyor. Film, Trump’ın karakterini acımasız bir sahtekâr olarak sunuyor ve izleyicilerin sempatisini kazanma riski taşımıyor. Ancak, Trump’ın 2024 başkanlık kampanyası düşünüldüğünde, filmin zamanlaması oldukça dikkat çekici. Bu film, özellikle apolitik duruşu nedeniyle eleştirilecek ve siyasi atmosferde yeterince güçlü bir etki yaratmadığı savunulacak gibi görünüyor.

Film, Trump’ın hayatına dair yeni bir şey söylemekte zorlanıyor olsa da, Sebastian Stan ve Jeremy Strong‘un etkileyici performanslarıyla dikkat çekiyor. Trump’ın hikayesi, onu seven ya da ondan nefret eden herkes için ilgi çekici bir izlenim bırakıyor.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Christopher Nolan’dan Yeni Film: Oppenheimer’ın Yönetmeni Yine Şaşırtacak

Ayrıca Hoşunuza Gidebilir

Kris Kristofferson Vefatıyla Müzik Dünyasını Yasa Boğdu

Country müziğin efsane ismi Kris Kristofferson, 88 yaşında hayata veda etti. Ünlü şarkıcının hayatı ve kariyerine dair detaylar haberimizde.

Netflix’in Nobody Wants This Dizisi Yahudi Stereotipleri Nedeniyle Eleştirildi

Netflix dizisi Nobody Wants This, basmakalıp Yahudi karakterler nedeniyle eleştiriliyor. Dizinin yaratıcısı, Yahudi kültürüne olumlu ışık tutmayı hedeflediğini belirtti.

11. Vancouver Türk Film Festivali: Sinema ve Kültür Bir Arada

11. Vancouver Türk Film Festivali, 21-24 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek. Festival, Türk sinemasının zenginliğini öne çıkaran film gösterimlerine ve ilgi çekici etkinliklere ev sahipliği yapacak.

Stranger Things: The First Shadow Broadway’de Prömiyer Yapıyor

Stranger Things: The First Shadow, Broadway’de izleyicilerle buluşuyor. Londra’daki ödüllü sahne uyarlaması, 2025’te Marquis Tiyatrosu’nda prömiyer yapacak.