2024 yılı, şimdiden iklim bilimcilerin endişelerini doğrular nitelikte ilerliyor. Özellikle deniz buzulu miktarında yaşanan rekor düşüş, küresel ısınmanın etkilerini bir kez daha gözler önüne serdi. NASA ve Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi tarafından yapılan açıklamaya göre, mart ayında ölçülen deniz buzulu seviyesi, kayıtların tutulmaya başlandığı günden bu yana en düşük seviyeye geriledi.
Bu dramatik düşüş, Dünya Meteoroloji Örgütü’nün 2024’ün son 10 yılın en sıcak yılı olacağını ilan etmesinden sadece birkaç gün sonra kaydedildi. Araştırmacılara göre, bu olağanüstü sıcaklık artışının başlıca nedeni, fosil yakıt kaynaklı sera gazı emisyonlarındaki yükseliş.
NASA Uzmanlarından Çarpıcı Değerlendirme
NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nde görev yapan buz bilimci Linette Boisvert, durumu, “Bu yılki sıcaklıkların yüksekliği göz önüne alındığında, deniz buzu seviyesinin en düşük noktaya inmesi şaşırtıcı değil” sözleriyle değerlendirdi. Araştırmacılar, yaklaşık 50 yıldır Savunma Bakanlığına ait uydu sistemleri aracılığıyla elde edilen verilerle bu değişimi yakından izliyor. Ölçümler, hem Güney Yarımküre hem de Kuzey Yarımküre’deki deniz buzu miktarını kapsıyor.
Boisvert’in açıklamalarına göre, deniz buzunun yıllık donma ve erime döngüsü, adeta gezegenin kalp atışları gibi düzenli bir ritme sahipti. Ancak son yıllarda bu ritim bozuldu ve atımlar arasındaki mesafe açıldı. Boisvert, bu değişimi, “Gezegenin kalp atışları yavaşlıyor. Bu hiç iyi bir işaret değil” sözleriyle vurguladı.
Deniz Buzunun Küresel İklime Etkisi Büyük
Bilim insanları, deniz buzunun yalnızca kutuplarla sınırlı bir öneme sahip olmadığını, küresel iklim sisteminin kritik bir parçası olduğunu hatırlatıyor. Deniz buzu, beyaz yüzeyi sayesinde Güneş ışığını uzaya yansıtarak Dünya’nın soğumasına yardımcı oluyor. Ayrıca, okyanusun üzerini bir battaniye gibi örterek, okyanus ısısının doğrudan atmosfere geçmesini engelliyor. Ancak buz miktarındaki azalma, bu doğal dengenin bozulmasına ve okyanusların daha hızlı ısınmasına yol açıyor.
Dahası, deniz buzunun yalnızca yüzey alanı değil, kalınlığı da kritik öneme sahip. 1980’lerden bu yana, özellikle Arktik bölgelerde buzun inceldiği gözlemleniyor. Daha önce yaz aylarında erimeden kalan kalın deniz buzları, artık yaz mevsiminde tamamen eriyor. Bu durum, daha fazla açık okyanusun güneş ışığını soğurmasıyla kısır bir döngüye dönüşüyor ve erimeyi daha da hızlandırıyor.
Deniz Buzu Eriyor, Dünya Etkileniyor
Bu değişim yalnızca kutupları değil, dünya genelindeki hava sistemlerini, okyanus akıntılarını ve hatta deniz taşımacılığı rotalarını bile etkiliyor. Ayrıca, deniz buzunun erimesi deniz yaşamı, kutup turizmi ve balıkçılık gibi birçok sektörü de tehdit ediyor. Alaska gibi bölgelerde, yerel topluluklar bu değişimden doğrudan etkileniyor.
Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi’nden kıdemli araştırmacı Walt Meier, bu durumu, “Kuzey Kutbu’ndaki deniz buzunun azalması, küresel ısınmanın giderek daha açık bir göstergesi. Binlerce yıldır insanlık böyle bir şeye tanıklık etmedi” sözleriyle değerlendirdi.
Bilim İnsanları Endişeli ve Uyarıyor
Boisvert ise bilimsel çalışmaların finansmanına dikkat çekerek, “Bu tür araştırmalara destek bulamamak, insanlık için büyük bir kayıp olur” uyarısında bulundu. Zira yaşanan değişim, yalnızca kutup bölgeleri ile sınırlı kalmıyor; tüm gezegenin iklim düzeni, bu hızlı ve kontrolsüz erime nedeniyle tehdit altında.
Daha az deniz buzu, daha sıcak okyanuslar ve atmosfer anlamına gelirken, insanlık bu değişimin geri dönüşsüz etkileriyle karşı karşıya kalabilir. Bilim insanları, küresel sıcaklık artışının ve deniz buzu kaybının, iklim kriziyle mücadelede artık daha somut ve kararlı adımların atılması gerektiğini hatırlatıyor.