ABD’de 2024 başkanlık seçimleri sürecinde yaşananlar, Beyaz Saray Özel Kalem eski Müdürü Ron Klain‘in yeni açıklamalarıyla yeniden gündeme geldi. Klain’in gazeteci Chris Whipple’a aktardığına göre, dönemin ABD Başkanı Joe Biden, Donald Trump ile çıktığı tarihi tartışma öncesinde zihinsel ve fiziksel olarak son derece kötü bir durumdaydı. Klain’in anlatımlarına dayanan Whipple’ın yazdığı Uncharted: How Trump Beat Biden, Harris, and the Odds in the Wildest Campaign in History adlı kitap önümüzdeki hafta yayımlanacak.
Beyaz Saray’da Tartışma Öncesi Gerilim
Whipple’ın aktardığına göre, Biden tartışmaya hazırlanırken ne Trump’ın söylemlerine hâkimdi ne de kendi ekonomik vaatlerine odaklanabiliyordu. Klain, Biden’ın “ne tartışmanın içeriğini biliyordu ne de Trump’ın ne dediğini anlayabiliyordu” diyerek durumu özetledi. Tartışma provasında sık sık konsantrasyonunu kaybeden Biden, oturumları yarıda bırakıp havuz kenarında uyuyordu. Daha da ilginci, tartışma hazırlığında Biden’ın sürekli dış politika ve Nato liderleri ile olan ilişkilerine odaklanmasıydı. Biden, “Bu liderler benim iyi bir başkan olduğumu söylüyor, öyleyse ben gerçekten iyi bir başkanım” diyerek ikna olmuş görünüyordu. Ancak Klain ve ekibi, tartışmanın asıl gündeminin iç politika ve özellikle de ekonomi olduğunu hatırlatmaya çalıştı.
Biden’ın En Zayıf Noktası: Enflasyon ve İkinci Dönem Vaatleri
Kitapta yer alan bilgilere göre Biden, ABD seçmeni için hayati önemdeki enflasyon konusunda net bir söylem geliştiremedi. Hatta ikinci dönem planı sorulduğunda “Sadece işi bitirmek istiyorum” demekten öteye geçemedi. Klain, Biden’a daha somut vaatlerle seçmenin karşısına çıkması gerektiğini önerdi. Özellikle çocuk bakım maliyetlerini düşürmeyi amaçlayan bir reformu ön plana çıkarması için çabaladı. Ancak Biden, bu öneriye “Bu sadece büyük bir harcama programı gibi görünüyor” diyerek ilgisiz kaldı. Klain ise “Hayır efendim, bu enflasyona karşı duyarlı bir program. İnsanların işgücüne katılımını artırır ve ekonomik olarak faydalıdır” şeklinde yanıt verdi. Ancak Biden, konuyla ilgilenmek yerine provayı erken sonlandırarak dinlenmeyi tercih etti.
Kampın İçi: Tartışma Günü ve Sonrası
Tartışma gününe gelindiğinde Biden, sadece dakikalar kala sahneye çıktı. Tartışma boyunca Biden sık sık kekeliyor, dalgın bakışlar sergiliyor ve cümle kurmakta zorlanıyordu. Eşi Jill Biden haricinde, çevresindeki herkes durumun vahametinin farkındaydı. Whipple, Biden’ın en yakın dostlarından birinin, kız kardeşi Valerie Biden Owens’ın tartışma sonrası öfke dolu bir telefon görüşmesi yaptığını ve “Ne oldu bu adama?” sorusunun kampanya ekibinin aklından çıkmadığını aktarıyor.
Demokrat Parti İçi Çalkantı ve Sonuç
Tartışma felaketinden sonra bile Klain, Biden’ın yarışta kalması gerektiğini savunmuş olsa da, gerçekte durumun sürdürülemez olduğu görüldü. Sonunda Biden, 21 Temmuz’da adaylıktan çekildi. Yerine Kamala Harris geçti ve Ağustos ayında resmen aday oldu. Ancak Harris, özellikle Barack Obama ve Nancy Pelosi gibi parti elitlerinin şüphelerine rağmen adaylığı üstlendi. Eylül ayında Whipple’a röportaj veren Klain, yaşananları “Önlenebilir bir trajedi” olarak tanımladı. Kasım seçimlerinde ise Harris, Trump karşısında yenildi.
Beyaz Saray’daki Kör Nokta: NATO Takıntısı ve Gerçeklikten Kopuş
Whipple’ın kitabında yer alan bir başka dikkat çekici detay ise Biden’ın NATO takıntısı. Klain ve diğer danışmanlar, Biden’ın iç politikadan koparak adeta bir “NATO başkanı” gibi davrandığını söylüyor. Klain, “Biden sanki ABD Başkanı değil de NATO’nun başkanıydı” diyerek bu durumu eleştiriyor. Ancak iç politikadaki eksiklikler, Biden’ın yalnızca tartışmayı değil, seçim kampanyasını da zayıflattı.
Seçimin Ardından
Seçim sonrasında Donald Trump, çeşitli davalara ve mahkûmiyet kararlarına rağmen ikinci kez ABD başkanı seçildi. Demokrat Parti ise aday değişikliğinin kampanyaya yaramadığı ve partinin iç karışıklıklarının seçimi kaybettirdiği yorumlarıyla yüzleşti.
