ABD’nin New York eyaletinde 2022 yılında yazar Salman Rüşdi’ye yönelik düzenlenen bıçaklı saldırının faili olan Hadi Matar, yargılandığı davada 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Saldırıda ağır yaralanan Rüşdi, bir gözünü kaybetmişti. Mahkeme kararı, ifade özgürlüğüne yönelik saldırılara karşı verilen sert bir yanıt olarak değerlendiriliyor.
Konferans Sırasında Kanlı Saldırı
12 Ağustos 2022 tarihinde, New York eyaletindeki Chautauqua Enstitüsü’nde düzenlenen bir konferansta konuşma yapmaya hazırlanan Salman Rüşdi, seyircilerin önünde 15 kez bıçaklanmıştı. Saldırıyı gerçekleştiren kişi ise Lübnan asıllı 27 yaşındaki Hadi Matar’dı.
Rüşdi karın, boyun ve yüzünden aldığı bıçak darbeleriyle ağır yaralanmış, özellikle sağ gözünde oluşan hasar nedeniyle bir gözünü tamamen kaybetmişti. Olay sonrası BBC’ye verdiği röportajda Rüşdi, gözünün yanağından “rafadan yumurta gibi sarktığını” ve bu kaybın fiziksel olduğu kadar duygusal bir yıkım yarattığını söylemişti.
Mahkeme Kararı: 25 Yıl Hapis
Saldırıdan üç yıl sonra sonuçlanan davada, Hadi Matar cinayete teşebbüs ve ağır yaralama suçlarından suçlu bulundu. Chautauqua Bölge Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında, sanığa 25 yıl hapis cezası verildi.
Yargı süreci boyunca Matar’ın saldırı motivasyonuna ilişkin detaylar da ortaya çıktı. Savcılık iddianamesine göre Matar, saldırıyı 2006 yılında Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın yaptığı bir konuşmadan etkilenerek gerçekleştirdi. Nasrallah, o konuşmasında İran’ın 1988’de verdiği ölüm fetvasını yeniden gündeme getirmişti.
‘Şeytan Ayetleri’ Romanı ve Ölüm Fetvası
Rüşdi’ye yönelik bu saldırının temelinde yatan neden ise, yazarın 1988 yılında yayımladığı “Şeytan Ayetleri” adlı romanı. Romanın içeriği, birçok Müslüman ülkede büyük tepkiyle karşılanmış, dönemin İran dini lideri Ayetullah Humeyni, Rüşdi hakkında ölüm fetvası vermişti.
Daha sonra ülke liderliğini devralan Ali Hamaney de, bu fetvanın geri alınamaz olduğunu defalarca yinelemişti. Bu tehditler nedeniyle Rüşdi uzun süre gizli yaşam sürdürmek zorunda kalmış, 2000’li yıllarda kamuoyuna yeniden açık şekilde çıkmaya başlamıştı.
Matar: Kitabı Tam Okumamış Bile
Hadi Matar’ın savunmasında dikkat çeken bir detay ise, saldırı öncesinde kitabı tam anlamıyla okumamış olmasıydı. Sanık, ifadesinde sadece “birkaç sayfa” okuduğunu ve içerik hakkında sınırlı bilgiye sahip olduğunu söyledi. Bu durum, saldırının sadece bireysel bir öfke değil, aynı zamanda ideolojik manipülasyonla yönlendirilmiş olduğunu düşündürüyor.
Uluslararası Tepki ve Basın Özgürlüğü Mesajı
Saldırının ardından uluslararası kamuoyu, olayı basın ve ifade özgürlüğüne yönelik bir saldırı olarak değerlendirmişti. Özellikle edebiyat camiası, düşünce ve yazı hakkının böylesi şiddetle bastırılmasının demokratik değerlerle bağdaşmadığını ifade etmişti.
25 yıl hapis cezası kararı, birçok gazeteci ve yazar tarafından adaletin yerini bulduğu bir karar olarak yorumlandı. Ancak bu saldırının, yazarların ve entelektüellerin halen tehlike altında olduğunu bir kez daha ortaya koyduğu vurgulandı.