Rojin Kabaiş’in ölümüne dair açıklanan otopsi raporu, ölüm nedeninin suda boğulma olduğunu belirtse de, olayla ilgili birçok önemli soru yanıtsız kaldı. Genç kadının ölümüne dair detaylar, başta ailesi ve avukatları olmak üzere kamuoyunda ciddi şüpheler uyandırıyor. Özellikle olayın gerçekleştiği koşullar ve savcılığın uyguladığı gizlilik kararı, soruşturmanın şeffaflığına dair endişeleri artırıyor.
Savcılık Gizlilik Kararı Aldı
Rojin Kabaiş’in ölümünden sonra savcılık dosyaya gizlilik kararı getirdi. Bu durum, otopsi raporuna dair bilgilerin hem aile hem de avukatlar tarafından tam anlamıyla öğrenilmesini engelliyor. Van Barosu Kadın Hakları Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi Avukat Fatma Ülgen, raporun kritik sorulara yanıt vermediğini ifade etti. Ülgen, özellikle Kabaiş’in ölümünün intihar mı yoksa dışarıdan müdahale sonucu mu olduğu sorusunun aydınlatılmasını talep ediyor.
Telefon Şifresi Hâlâ Kırılamadı
Rojin Kabaiş kaybolduktan bir gün sonra, cep telefonu ve kişisel eşyaları Van Gölü sahilinde bulunmuştu. Ancak, cep telefonunun şifresinin kırılamaması, dosyada birçok önemli bilginin elde edilmesini engelliyor. Avukat Ülgen, telefonun incelenmesiyle birlikte bazı karanlık noktaların aydınlanabileceğini düşünüyor.
14 Kasım tarihinde Adli Tıp Kurumu (ATK) raporunun kendilerine ulaştığını belirten Ülgen, şu açıklamayı yaptı:
“Telefon şifresi kırılamadığı için henüz inceleme raporu düzenlenmiş değil. Bu durum, olayın aydınlatılmasını zorlaştırıyor. Ayrıca, gizlilik kararı nedeniyle sınırlı bilgiye sahibiz. Bu da soruşturmanın şeffaflığına dair endişelerimizi artırıyor.”
Dışarıdan Müdahale İhtimali Araştırılıyor
ATK raporunda, Rojin Kabaiş’in suda boğulma sonucu hayatını kaybettiği belirtiliyor. Ancak, boğulmanın hangi şekilde gerçekleştiği ya da Van Gölü’nde mi yoksa başka bir yerde mi yaşandığı gibi önemli detaylar belirsizliğini koruyor. Ülgen, bu soruların mutlaka yanıtlanması gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Rojin’in cansız bedeninin bulunduğu yer ile kaybolduğu yer arasındaki mesafe, olayın sıradan bir intihar veya kaza olmadığını düşündürüyor. Dip akıntıların yönü ve suyun sürüklenme etkisi detaylıca araştırılmalı.”
Uzmanlardan Kritik Tespitler
Kabaiş’in arama çalışmalarına katılan bir uzman da benzer görüşte. Uzman, genç kadının bulunduğu yer ile kaybolduğu yer arasında 20 kilometrelik bir mesafe olduğunu ve bu mesafenin dip akıntılarla açıklanması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, su yüzeyinde sürüklenme durumunda Kabaiş’in cesedinin havadan yapılan taramalarda kolayca görülebileceğini ifade etti.
Uzmanın açıklaması şu şekilde:
“Dip akıntılarının yönü, dalga hareketleri ve suyun sürükleme etkisi soruşturmanın önemli bir parçası olmalı. Bu durum aydınlatılmadıkça, olayın bir kaza ya da intihar olduğunu söylemek zor.”
Adli Tıp Raporu Neden Yetersiz?
Otopsi raporunun eksikliği, başta Kabaiş ailesi olmak üzere birçok kişi tarafından eleştiriliyor. Raporun ölümün nasıl gerçekleştiği ve olaya dışarıdan bir müdahale olup olmadığı gibi önemli soruları yanıtsız bırakması, davanın ilerleyişine gölge düşürüyor. Aile adına konuşan avukatlar, olayın derinlemesine incelenmesini ve şeffaf bir şekilde kamuoyuna açıklanmasını talep ediyor.
Rojin Kabaiş’in Ölümünde Adalet Beklentisi
Genç bir üniversite öğrencisinin ölümünün üzerindeki sis perdesi henüz kalkmadı. Kamuoyu, olayın tüm yönleriyle aydınlatılmasını ve sorumluların adalet önünde hesap vermesini bekliyor. Kabaiş’in bulunduğu bölgede yapılacak detaylı araştırmalar ve otopsi raporundaki eksikliklerin giderilmesi, olayın çözülmesi için kritik önem taşıyor.