Ekonomik daralma, denizcilik sektöründe orta gelir grubuna yönelik tekne satışlarını durma noktasına getirdi. 5-10 metrelik teknelere olan talep kesilirken, 1 milyon Euro ve üzeri lüks yatlarda satışlar hareketlendi. TEKİMDER Başkanı Hüseyin Akduman, “Orta sınıf piyasadan çekildi. Küçük tekne alıcısı kalmadı. Faiz ve bağlama maliyetleri bu sınıfı oyunun dışına itti,” dedi.
Orta Sınıf Piyasadan Çekildi, Lüks Yatlar Talep Görüyor
İzmir Boat Show Fuarı kapsamında konuşan TEKİMDER Başkanı Hüseyin Akduman, sektördeki yön değişimini açıkça ortaya koydu. “Eskiden 5-15 metre arası tekneleri orta sınıf alırdı. Taksit, kredi kartı, leasing ile tekneler el değiştirirdi. Şimdi kimse yüzde 60 faizle tekne almak istemiyor,” diyen Akduman, lüks sınıfta ise satışların sürdüğünü ifade etti.
Özellikle 25 metre üstü yatlar, hem yurt içi hem yurt dışı alıcılardan yoğun ilgi görüyor. 1 milyon Euro üzerindeki segment, artan fiyatlara rağmen satış potansiyelini koruyor.
Marina ve Bağlama Sorunu Ciddi Boyutta
Sektörde yaşanan daralmanın bir diğer sebebi ise bağlama alanı yetersizliği. Akduman, “10 metrelik bir teknenin yıllık bağlama maliyeti 500 bin TL’yi aşıyor. 40 fit teknelerde bu ücret 20-25 bin Euro seviyelerine çıktı. Buna rağmen bağlanacak yer yok,” sözleriyle sorunun derinliğini gözler önüne serdi.
Bu durum, hem iç piyasada satışları yavaşlatıyor hem de ikinci el tekne stoklarını eritilemez hale getiriyor.
Türkiye Üretimde Avantajını Koruyor
Her şeye rağmen Türkiye’nin üretim cazibesi devam ediyor. Akduman, “Avustralya, ABD, Hollanda gibi ülkelerden firmalar Türkiye’de üretime geçti. Damenn, Greenline, North Island gibi dev firmalar burada üretim yapıyor. Çünkü Türkiye’de işçilik kalitesi yüksek, ana pazarlara yakınlık avantajı var ve serbest bölge teşvikleri hâlâ güçlü,” ifadelerini kullandı.
Ayrıca küresel ticaret savaşları nedeniyle Çin-ABD hattında sıkışan üreticilerin, Türkiye’yi lojistik köprü olarak kullanmaya başladığı belirtiliyor.
Yat İhracatında Düşüş Bekleniyor
Gemi ve yat sektörü, 2023’te 1 milyar 912 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Ancak bu yıl %25 düşüş bekleniyor. Akduman, “İhale fiyatlarında Polonya, Finlandiya gibi ülkelerle yarışamıyoruz. Avrupa artık kendi içinde çözüm arıyor. Biz ise maliyet avantajımızı kaybettik,” dedi.
Hammaddeye ulaşım zorlukları, anti-damping soruşturmaları ve yurt içi fiyat artışları, Türkiye’nin rekabet gücünü olumsuz etkiliyor.