Abdullah Öcalan’ın 23 Ekim’de İmralı Adası’nda gerçekleşen görüşmesinde, çözüm sürecine yönelik iki kritik şart öne çıktı. Garantör ülke talebi ve yasal güvence isteği, siyasi çevrelerde tartışma yarattı. Bu şartlar, çözüm sürecinin geleceğine dair yeni değerlendirmelere kapı araladı.
DEVLET BAHÇELİ’DEN DİKKAT ÇEKEN UMUT HAKKI ÖNERİSİ: ÖCALAN SERBEST KALABİLİR Mİ?
Görüşme Süreci ve Adalet Bakanlığı’nın İzni
DEM Parti Milletvekili ve PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yeğeni Ömer Öcalan, görüşme detaylarını sosyal medya platformu X üzerinden paylaştı. Planlanandan 10 gün gecikmeli olarak gerçekleşen görüşme, Adalet Bakanlığı tarafından sesli ve görüntülü olarak kaydedildi. Sözcü TV muhabiri Altan Sancar ise Adalet Bakanlığı’nın Ömer Öcalan’a ulaşıp görüşmenin yapılacağını bildirdiğini belirtti.
Görüşmenin Kritik Şartları
Görüşme yaklaşık 1 saat 45 dakika sürdü ve bu süre zarfında çeşitli konular ele alındı. Ancak Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu iki şart, siyasi çevrelerde dikkat çekti:
- Garantör Ülke Talebi: Abdullah Öcalan, çözüm sürecinde bir garantör ülkenin devreye girmesi gerektiğini dile getirdi. Ancak hangi ülkenin bu rolü üstleneceği konusunda net bir bilgi verilmedi.
- Yasal Güvence İsteği: Öcalan, çözüm sürecinin yasal güvenceye bağlanması gerektiğini vurguladı. Sürecin yasal bir çerçeveye oturtulmasının, tarafların güvenini sağlayacak bir adım olduğunu ifade etti.
Siyasi Çevrelerde Farklı Yorumlar
Ömer Öcalan’ın DEM Partililerle buluşmasının ardından ortadan kaybolarak İmralı’ya geçiş yapması, siyasi kulislerde farklı yorumlara neden oldu. Bu süreçte, Yıldız ve Şenyaşar aileleri arasında bir barış sağlandığı ve Öcalan’ın İmralı’ya Ankara üzerinden ulaştığı bilgisi de kamuoyuyla paylaşıldı.