Donald Trump, yıllardır karşı çıktığı “rejim değişikliği” senaryosunun tam ortasında. İsrail’in İran’a yönelik hava saldırıları, yalnızca nükleer programı değil, doğrudan rejimin kendisini hedef alır hale geliyor. Başbakan Binyamin Netanyahu açıkça rejimin çöküşünü dile getirirken, Trump ise bu savaşa sürüklenip ABD’yi yeni bir Ortadoğu çatışmasına sokmamaya çalışıyor.
İsrail’in Hedefi Genişliyor Mu?
İsrailli yetkililer, operasyonların İran’ın nükleer programına karşı yapıldığını savunuyor. Ancak son günlerde İran devlet televizyonu gibi askeri olmayan hedeflerin de vurulması, hedefin nükleer silahlar değil, rejimin varlığı olabileceği yorumlarını güçlendiriyor.
Netanyahu, Fox News’e verdiği demeçte “Bu rejim çok zayıf, değişim halkın kararı olabilir” dedi. Aynı röportajda, İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in öldürülmesinin de olasılıklar arasında olduğunu söyledi. Netanyahu’nun açıklamaları, İsrail’in yalnızca caydırıcılık değil, rejimi sarsma niyetini de açıkça ortaya koyuyor.
Trump’tan Hamaney’e Sert Uyarı
Trump, Truth Social üzerinden yaptığı paylaşımda Hamaney için “Nerede saklandığını tam olarak biliyoruz” dedi ve şimdilik hedef alınmayacağını vurguladı. Ancak aynı gün bir başka paylaşımında “İran hava sahasının artık tam kontrolü bizde” ifadesiyle, İsrail operasyonlarını üstü kapalı sahiplenmesi dikkat çekti.
Amerikan yetkililer ABD’nin doğrudan İran’a operasyon yapmadığını söylese de, Trump’ın bu söylemleri, yeni bir askeri müdahalenin altyapısını hazırlıyor olabilir.
“Oyunun Adı Artık Rejim Çöküşü”
Johns Hopkins Üniversitesi’nden Prof. Vali Nasr, İsrail’in artık İran devletinin işleyişini hedef aldığını söyledi:
“Mesele nükleer tesise ne kadar zarar verildiği değil, İran devletinin hangi ölçekte çökertilebileceği.”
Savunma Bakanlığı yetkilileri, İsrail’in operasyonlarının doğrudan hükümet kurumlarını hedef almaya başladığını, bu durumun rejimin düşmesine yol açabilecek kadar etkili olabileceğini belirtiyor.
Washington’da Kavramlar Değişiyor: “Rejim Değişikliği” Değil “Rejim Çöküşü”
Michael Makovsky, Amerikan Ulusal Güvenlik için Yahudi Enstitüsü Başkanı olarak, rejim değişikliği yerine rejim çöküşü kavramını tercih ettiğini belirtiyor.
“Rejim değişikliği Washington’da kirli bir kelime haline geldi. Herkesin aklına Irak geliyor.”
Trump’ın Venezuela ve Libya gibi örneklerde de aynı taktiği uyguladığı, ancak hiçbirini rejim değişikliği olarak tanımlamadığı biliniyor.
Cumhuriyetçiler İkiye Bölündü
Tucker Carlson ve Steve Bannon, Trump’ın İsrail politikalarının ABD’yi yeni bir savaşın içine sürüklediğini savunuyor. Carlson, “Bu tamamen rejim değişikliği amaçlı bir savaş. Amerika’nın tekrar bir Ortadoğu savaşına sürüklenmesini istemiyorum” dedi.
Bannon ise Netanyahu’nun Fox News’teki açıklamalarına atıfta bulunarak, “Amerikan halkının bu müdahaleye desteği yok” açıklamasında bulundu.
Buna karşın Senatör Ted Cruz ve Lindsey Graham gibi isimler, İran’da rejim değişikliğini desteklediklerini ancak mevcut saldırıların böyle bir amaca doğrudan hizmet edip etmediğinin tartışmalı olduğunu ifade etti.
İran Rejimi Devrilirse Ne Olacak?
Uzmanlara göre İran rejiminin devrilmesi durumunda en büyük tehlike, nükleer materyallerin güvenliği olacak. Bu ihtimalin gerçekleşmesi, ABD’nin doğrudan çatışmaya dahil olma olasılığını ciddi biçimde artırabilir.
Öte yandan The New York Times, İranlı yetkililerin bile bu olasılığın farkında olduğunu ve Hamaney’i Trump’la nükleer müzakerelere ikna etmek için bu tehdidi kullanmış olabileceklerini yazdı.