2024 Nobel Ekonomi Ödülü, Daron Acemoğlu, Simon Johnson ve James A. Robinson‘a, toplumsal kurumların refahı nasıl oluşturduğu ve etkilediğine ilişkin çalışmalarından dolayı verildi. Bu ödül, ülkeler arasındaki büyük refah farklılıklarının arkasındaki nedenleri anlamamıza yardımcı olan bu önemli çalışmaları taçlandırıyor. Nobel kazanan bilim insanları, bu ödülle birlikte 1,1 milyon dolar ödülün de sahibi olacaklar.
Daron Acemoğlu Kimdir?
Daron Acemoğlu, 1993 yılından beri Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT)‘nde akademik kariyerine devam ederken, 2000 yılında ekonomi profesörü unvanını almıştır. Acemoğlu’nun araştırma alanları arasında siyasal ekonomi, ekonomik kalkınma, ekonomik büyüme, gelir ve ücret dengesi eşitsizliği, çalışma ekonomisi, iktisat teorisi, beşeri sermaye ve eğitim gibi önemli konular bulunmaktadır.
Ödül Sahiplerinin Çalışmaları
Bu yılın ödül sahipleri olan Daron Acemoğlu, Simon Johnson ve James Robinson, toplumsal kurumların ülkelerin refahı üzerindeki etkilerini derinlemesine incelemişlerdir. Araştırmaları, hukukun üstünlüğünün zayıf olduğu ve halkı sömüren kurumların bulunduğu toplumlarda ekonomik büyümenin ve olumlu değişimlerin neredeyse imkansız olduğunu ortaya koyuyor. Bu araştırma, toplumsal gelişimin önündeki engellerin nasıl kaldırılabileceğini anlamamıza yardımcı oluyor.
Sömürgecilik ve Kurumsal Değişim
Avrupalılar dünyanın büyük bir bölümünü sömürgeleştirdiğinde, bu toplumların kurumları da değişim geçirdi. Ancak bu değişim her yerde aynı şekilde yaşanmadı. Bazı yerlerde sömürgecilerin amacı, yerli nüfusu sömürmek ve kaynakları kendi çıkarlarına kullanmak oldu. Diğer yerlerde ise sömürgeciler, Avrupalı göçmenlerin uzun vadeli faydalarını göz önünde bulundurarak kapsayıcı siyasi ve ekonomik sistemler kurmayı tercih ettiler.
Refah Farklılıklarının Kökeni
Ödül sahiplerinin çalışmaları, ülkeler arasındaki refah farklılıklarının temel nedeninin, sömürgecilik döneminde kurulan toplumsal kurumlar olduğunu göstermektedir. Kapsayıcı kurumlar, zamanla bu toplumları refaha kavuştururken, çıkarcı ve sömürücü kurumlar ise uzun vadede fakirlik ve eşitsizlikle sonuçlanmıştır. Bu durum, bir zamanlar zengin olan bazı eski sömürgelerin neden günümüzde fakir olduğunu ve bir zamanlar fakir olanların ise nasıl zengin hale geldiğini açıklayan önemli bir faktördür.
Çıkarcı Kurumlar ve Ekonomik Sıkışmışlık
Bazı ülkeler, çıkarcı kurumlar nedeniyle düşük ekonomik büyüme ile boğuşmakta ve bu kısır döngüden çıkamamaktadır. Kapsayıcı kurumlar, uzun vadede tüm toplum için faydalar sağlar; ancak çıkarcı kurumlar, iktidardaki kişiler için kısa vadeli kazançlar sağlamaktadır. Bu kişiler, gücü elinde tutmaya devam ettikçe, halkın ekonomik reform vaatlerine güvenmesi zorlaşmaktadır. Acemoğlu ve ekibi, bu durumu değiştirmenin zor olduğunu, ancak kapsayıcı kurumların hayata geçirilmesi gerektiğini savunmaktadır.
Demokratikleşmenin Zorlukları
Demokratikleşmenin bazen neden başarısız olduğunu anlamamıza yardımcı olan bir diğer faktör, iktidarın inandırıcı reformlar vaat edememesidir. Devrim tehdidi ortaya çıktığında, iktidardakiler zor bir tercih yapmak zorunda kalır: İktidarda kalmayı tercih edip ekonomik reformlar vaat ederek halkı yatıştırmaya çalışabilirler. Ancak halk, durumu düzelir düzelmez eski sisteme geri dönülmeyeceğinden emin olamaz. Sonuç olarak, tek seçenek iktidarı devretmek ve demokrasiyi tesis etmek olabilir.
Refah Farklılıklarını Azaltmak
Ekonomi Bilimleri Ödülü Komitesi Başkanı Jakob Svensson, “Ülkeler arasındaki büyük gelir farklılıklarınınazaltılması, çağımızın en büyük zorluklarından biridir. Ödül sahipleri, bu sorunun çözümünde toplumsal kurumların ne denli önemli olduğunu ortaya koymuşlardır,” diyerek ödülün verilme gerekçesini açıklamıştır. Bu önemli çalışmalar, refah farklılıklarının temelini oluşturan faktörleri anlamamıza ve çözüm yollarını bulmamıza yardımcı olmaktadır.