Eski asker, akademisyen ve DEVA Partisi Kurucu Üyesi Metin Gürcan hakkında, Türkiye’nin en kritik güvenlik bilgilerini yabancı temsilciliklerle paylaştığı gerekçesiyle açılan davada karar verildi. Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesi, Gürcan’ı “devletin güvenliği ve siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin etmek” suçundan 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdı. Bu karar, siyaset ve güvenlik çevrelerinde büyük yankı uyandırdı.
Dava Süreci ve Suçlamalar
Metin Gürcan hakkında hazırlanan iddianame, oldukça dikkat çekici detaylar içeriyor. Gürcan’ın, Türkiye’nin Suriye ve Irak’taki askeri operasyonları, bu bölgelerdeki askeri birlik hareketliliği, Libya’daki askeri varlık, İHA ve SİHA gibi savunma teknolojileri ile ilgili stratejik bilgileri para karşılığı yabancı misyon temsilcileriyle paylaştığı ileri sürüldü.
İddianamede, ayrıca Türkiye’nin dış politikasına dair içeriden edinilen toplantı notları, bazı ülkelerdeki askeri üs bilgileri gibi son derece hassas verilerin sızdırıldığına yer verildi. Bu gelişmeler, kamuoyunda “askeri casusluk” suçlamasının ciddiyetini bir kez daha ortaya koydu.
Tutuklama ve Mahkeme Süreci
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı adli süreç 2021 yılına dayanıyor. Gürcan, ilk olarak 26 Kasım 2021’de İstanbul’da gözaltına alındı. Ardından Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği tarafından, “Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme” suçlamasıyla tutuklandı.
Tutukluluğu bir süre sonra adli kontrol şartıyla kaldırılan Gürcan, 2022 yılında tutuksuz yargılanmaya başlandı. Ancak mahkeme kararının açıklandığı gün yeniden cezaevine gönderildi. Bu gelişme, Türkiye’nin hukuk ve güvenlik gündemine bomba gibi düştü.
Gizli Belgeler ve Milli Güvenlik
Kararın gerekçesinde, elde edilen bilgilerin niteliği itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal güvenliğini tehdit eder boyutta olduğu belirtildi. Özellikle askeri hareketlilik, savunma teknolojileri ve dış politika stratejileri gibi başlıkların, casusluk suçu kapsamında değerlendirilecek düzeyde gizli bilgiler içerdiği vurgulandı.
Mahkeme heyeti, Gürcan’ın bu bilgileri bilinçli şekilde temin ettiğini, sistematik biçimde yabancı temsilciliklere aktardığını ve maddi çıkar sağladığını kayda geçirdi. Bu durum, yargılama sürecinin seyrini tamamen değiştirdi.
Siyasi Yansımalar ve Tartışmalar
Metin Gürcan, yalnızca bir asker ya da akademisyen değil; aynı zamanda siyasi sahada da aktif bir isimdi. DEVA Partisi Kurucu Üyesi olarak dikkat çeken Gürcan’ın bu suça karışmış olması, hem parti çevresinde hem de muhalefet kamuoyunda yankı buldu. Bazı siyasi çevreler karara itiraz ederken, bazıları ise devletin güvenliği açısından cezayı haklı buldu.
Ancak şu da bir gerçek ki, dava süreci ve sonuçları yalnızca bireysel bir cezalandırma olarak kalmayacak. Bu karar, benzer vakalar için emsal teşkil edecek ve devlet sırlarının korunması noktasında yeni bir hukuki çizgi oluşturacak.