The Guardian gazetesinin köşe yazarlarından Mehdi Hasan, son makalesinde İsrail’in neden Birleşmiş Milletler’den (BM) çıkarılması gerektiğini ve bunun nasıl gerçekleştirilebileceğini kaleme aldı. İsrail’in Gazze Şeridi, Batı Şeria, Lübnan, Suriye, Yemen ve İran gibi ülkeler ile işgal altındaki topraklara düzenlediği saldırılara dikkat çeken yazar, bu ülkelerin ötesinde İsrail’in doğrudan BM’ye yönelik de benzeri görülmemiş saldırılar gerçekleştirdiğini vurguladı.
İsrail ve BM Arasındaki Gerilim
Son dönemde, İsrail hükümeti ve liderlerinin BM’ye karşı sert eleştirilerde bulunduğu görüldü. İsrail başbakanı BM genel kurulunda, kurumu “aşağılık”, “karanlıklar evi” ve “antisemitik kin bataklığı” olarak nitelendirdi. İsrail’in görevden ayrılan BM Büyükelçisi ise, BM tüzüğünün bir kopyasını minyatür bir kağıt öğütücüyle parçaladı ve BM merkezinin kapatılması gerektiğini söyledi. Bu sert söylemler, İsrail hükümetinin BM’ye yönelik tutumunu açıkça ortaya koydu.
İsrail’in BM’ye Saldırıları
İsrail, sadece sözlü saldırılarla kalmayıp, BM personeline ve tesislerine yönelik de fiziki saldırılar gerçekleştirdi. Son 12 ayda Gazze’deki BM okulları, depoları ve mülteci kampları bombalandı ve bu süreçte 228 BM çalışanı hayatını kaybetti. Bu, BM Genel Sekreteri’nin ifadesiyle, “Birleşmiş Milletler’in kuruluşundan bu yana tek bir çatışmada en fazla personelin öldüğü olay” olarak tarihe geçti. Aynı zamanda, İsrail ordusu Güney Lübnan’daki BM barış gücü askerlerine de saldırarak, UNIFIL bünyesindeki 5 BM askerinin yaralanmasına yol açtı.
İsrail’in BM Üyeliği Tartışmaları
Mehdi Hasan’a göre, bu olaylar ışığında en büyük soru şu: İsrail’in hala BM üyesi olarak kalmasına nasıl izin veriliyor? BM’nin kuruluşundan bu yana İsrail’in örgüte yönelik bu kadar saldırgan bir tutum sergilediği görülmemişti. Hasan, BM Sözleşmesi’nin 6. Maddesi’ne atıfta bulunarak, “Antlaşmada yer alan ilkeleri ısrarla ihlal eden bir Birleşmiş Milletler üyesi, Güvenlik Konseyi’nin tavsiyesi üzerine Genel Kurul tarafından örgütten ihraç edilebilir,” ifadesini hatırlatıyor.
Ancak, ABD’nin İsrail’i korumak için BM Güvenlik Konseyi’nde veto yetkisini kullanması ihtimali bu sürecin önündeki en büyük engel olarak görülüyor. Buna rağmen, Mehdi Hasan BM Genel Kurulu’nun daha önce de benzer durumlarda “doğaçlama çözümler” ürettiğini ve Güvenlik Konseyi vetolarını aşmayı başardığını belirtiyor.
Tarihte Benzer Örnekler
Hasan, BM’nin tarihinde daha önce Çin Halk Cumhuriyeti ve Güney Afrika örneklerine dikkat çekiyor. 1971 yılında BM Genel Kurulu, Çin Cumhuriyeti (Tayvan) yerine Çin Halk Cumhuriyeti’ni tanıdı. Üç yıl sonra ise Güney Afrikadelegasyonunun apartheid rejimi ve yasadışı işgaller nedeniyle BM’den uzaklaştırılması kararı alındı. Bu örnekler, BM’nin zorlu kararlar alabilme kapasitesine işaret ediyor.
Hasan’ın Çağrısı
Mehdi Hasan, BM üye devletlerine seslenerek, İsrail’in BM’den çıkarılması ya da en azından BM Genel Kurulu’ndaki katılımının askıya alınması gerektiğini savunuyor. BM’nin otoritesinin korunmasının ve BM personelinin güvenliğinin sağlanmasının hayati önem taşıdığını vurgulayan Hasan, İsrail’in bu saldırgan tutumunun daha fazla görmezden gelinemeyeceğini ifade ediyor.