İngiltere’nin İstanbul’daki yüksek komiseri Nevile Henderson, Türkiye’deki hükümet krizinin ardından Cumhuriyet’in ilanını Londra’ya “Türk halkı bu sabah bir Cumhuriyet’e uyandı, ilk Cumhurbaşkanları da Gazi Mustafa Kemal oldu” sözleriyle bildirmişti. Bu gizli belge, 1923’te Türkiye’de köklü bir değişimin başlangıcına şahit olan İngiltere’nin bakış açısını yansıtıyor.
Henderson’ın Gizli Belgelerinde Cumhuriyet’e Giden Yol
BBC Türkçe’nin incelediği İngiliz diplomasi yazışmalarında Henderson’ın iki önemli raporu öne çıkıyor. Henderson, Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Türkiye’nin hızla bağımsızlık adımlarını attığını belirtiyor ve “Türkler Galata Köprüsü’ndeki gişelerin kontrolünü ele aldı. Bu gidişle Düyun-u Umumiye’yi de ele geçirirlerse şaşırmam” ifadelerini kullanıyor. Henderson, Türkiye’nin artık kendi evinin efendisi olduğunu ve işgalin sona ermesiyle kendi kimliğini yeniden oluşturduğunu ifade ediyor.
Beş Yıllık İşgalin Ardından Gelen Bağımsızlık
Henderson’a göre, Türkler beş yıllık işgalin ardından kendilerini kanıtlama sürecindeydi. Türklerin bu dönemde “kendi evlerinin efendisi olduklarını, İslam’ın Hristiyanlığa üstün geldiğini ve İstanbul’un yabancılara değil Türklere ait olduğunu göstermek istediklerini” yazıyordu. Henderson, Türklerin işgalden sonra ulusal bir bilinçle hareket ettiğini belirterek şovenizmin yükseldiğini vurguladı.
TBMM Hükümeti ve İstanbul’da Kontrol
İstanbul’daki işgal ordularının başında bulunan Korgeneral Sir Charles H. Harington, 20 Ekim 1923’te İngiltere Savaş Bakanlığı’na yazdığı mektubunda, Mudanya Ateşkesi sırasında TBMM hükümetinin İstanbul üzerindeki tam yetkiyi devraldığını bildiriyordu. Harington, “Türk ordusunun İstanbul’u kuşatması durumunda elimdeki birliklerle İstanbul’u savunamayacağımı Müttefiklerin Yüksek Komiserlerine bildirdim” şeklinde ifade etmişti. İşgal birliklerinin çekilmesi ve Ankara’nın başkent ilan edilmesi, Cumhuriyet’in ilanına giden yolda önemli adımlardı.
Cumhuriyet’in İlanında Yaşanan Siyasi Çatışmalar
Mustafa Kemal, Cumhuriyet’i ilan etmeyi hedeflese de Meclis’teki bazı milletvekilleri Cumhuriyet rejimine karşıydı. Tarihçi Doç. Dr. Ahmet Kuyaş, 2. TBMM’nin 286 milletvekilinden sadece 158’inin Cumhuriyet’in ilanına tanıklık ettiğini belirterek, “Cumhuriyet bir anayasa değişikliği değil, basit bir kanun değişikliğiyle ilan edildi” diyor. Kuyaş, Mustafa Kemal’in siyasi dehasıyla Cumhuriyet ilanını sağladığını ve anayasa yapılmasının ise ileriki bir tarihe bırakıldığını ifade ediyor.
Henderson’ın Londra’ya Gönderdiği Rapor ve Tahminleri
Henderson’ın raporlarında Mustafa Kemal’in Cumhuriyet’i kurma konusunda Londra’ya gönderdiği değerlendirmelerde, askeri diktatörlükle yönetimi sağlaması yönünde kaygılar bulunuyordu. Henderson, 23 Ekim’de gönderdiği bilgi notunda “Cumhuriyet’in kurulması ve kendisinin gizlenmeye ihtiyaç duymayan bir otokrat olması konusunda beklediği desteği alamayan Kemal, bunu ancak askeri diktatörlükle sağlayabileceğini düşünüyor olabilir” ifadesini kullanıyordu. Henderson’ın tahmin ettiği gibi, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilerek Mustafa Kemal, Türkiye’nin ilk Cumhurbaşkanı olarak seçildi.
Cumhuriyet Sonrası İngiltere-Türkiye İlişkileri
Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Türkiye’deki İngiltere algısı değişmeye başlamıştı. İngiltere Dışişleri Bakanlığıraporlarına göre, İstanbul’un 2 Ekim’de tahliyesinin ardından Türk halkı artık İngiltere’yi Türkiye’nin ekonomik kalkınmasına katkı sağlayacak bir güç olarak görüyordu. Raporlarda, Türklerin çoğunun İngiltere’ye duyduğu öfkenin yerini saygıya bırakırken, Rusya’ya karşı güvenin azaldığı vurgulanıyordu.
Cumhuriyet’in İlanı Ankara ve İstanbul Basınında
Cumhuriyet’in ilanı sonrasında ülke genelinde kutlamalar yapılırken, İngiltere belgelerinde İstanbul basınında yer alan bazı eleştiriler dikkat çekiyordu. İstanbul’daki muhalif basın, Cumhuriyet ilanının bir hükümet darbesi olduğunu ileri sürüyor ve bunun Ankara liderleri tarafından hazırlanan bir oyun olduğunu iddia ediyordu. Cumhuriyet’in ilanı sonrasında basına yönelik getirilen yeni yaptırımlar ve Cumhurbaşkanına hakareti cezalandıran yasa değişiklikleri, Mustafa Kemal’in liderliğini pekiştiren adımlar olarak yorumlanıyordu.