Sosyal medya fenomenleri son yıllarda yalnızca içerik üreterek değil, yaşadıkları lüks hayatla da gündemden düşmüyor. Milyonluk araçlar, yurt dışı tatilleri, markalı kıyafetler ve gösterişli evler…
Kamuoyunda sık sık şu soru soruluyor: Gerçekten bu kadar para nereden geliyor?
Vergi Avantajı mı, Sistem Boşluğu mu?
Türkiye’de sosyal medya üzerinden gelir elde eden kişiler için geçerli olan bir vergi düzenlemesi, bu sorunun ilk cevabı olabilir. 2025 yılı itibarıyla içerik üreticileri, yıllık 4 milyon 300 bin TL’ye kadar olan kazançlarında gelir vergisinden muaf tutuluyor. Bu sınırın altında kalan gelirler için yalnızca %15 oranında stopaj uygulanıyor.
Yani bu kişiler herhangi bir gelir vergisi beyannamesi vermiyor, banka doğrudan kesinti yapıp devlete aktarıyor. Bu durum da influencerlara, diğer mükelleflerle karşılaştırıldığında ciddi bir vergi avantajı sağlıyor.
İstisnadan Yararlanmanın Şartları Neler?
Bu vergi avantajından faydalanmak isteyenlerin öncelikle bulundukları vergi dairesine başvurup “İstisna Belgesi” alması gerekiyor. Ardından bir banka hesabı tanımlanıyor ve influencerın tüm gelirleri bu hesap üzerinden toplanıyor.
Banka, hesaba gelen her ödemeden %15’lik kesintiyi yaparak otomatik şekilde Hazine’ye iletiyor. Bu sistemde beyan yükümlülüğü yok. Ancak yalnızca banka üzerinden alınan ve belirlenen sınırı geçmeyen gelirler bu kapsama giriyor.
Sınır Aşılırsa Ne Oluyor?
Yıllık 4.3 milyon TL’lik sınır aşıldığında vergi istisnası ortadan kalkıyor. Bu durumda influencerın gelirinin tamamı artan oranlı gelir vergisi tarifesine giriyor. Yani %15’le başlayan oran, %40’a kadar çıkabiliyor.
Ayrıca bazı durumlarda KDV yükümlülüğü de devreye giriyor. Yani yüksek kazanç elde eden içerik üreticileri için sistem çok daha karmaşık hale geliyor. Ancak bu noktada şeffaflık büyük önem taşıyor.
Denetim Boşlukları İddiası
Sistemin sunduğu kolaylıklara rağmen, denetim mekanizmasının zayıf kaldığı yönünde ciddi eleştiriler var. Uzmanlara göre her influencer, gelirini sadece banka üzerinden almıyor olabilir. Özellikle ajanslar aracılığıyla gelen ödemeler, barter anlaşmaları ya da kripto para yoluyla sağlanan gelirlerin sistem dışında kalma riski var.
Bu durumda kişi, aslında vergi istisnası sınırını aşmasına rağmen bu durumu kayıt altına almayabilir. Böylece %15’lik vergiyle daha fazla kazanç sağladığı izlenimi oluşur.
Lüks Yaşamın Arkasındaki Gelir Kalemleri
Influencerların kazançları yalnızca TikTok, Instagram ya da YouTube gelirlerinden ibaret değil.
Büyük bir bölümü;
- Sponsorluk anlaşmaları,
- Ürün tanıtımları,
- Etkinlik gelirleri,
- Kendi markaları üzerinden satışlar gibi çok sayıda gelir kanalına sahip.
Özellikle reklam pazarlığı yapan menajerlik firmaları ve PR ajansları da bu kazançların yönetilmesinde rol alıyor. Bu da hem gelir miktarının hem de denetlenebilirliğin artmasını zorlaştırıyor.
Vergi Adaleti Yeniden Tartışma Konusu
Vergi istisnası yasal zemine dayanıyor olsa da, toplumda oluşan algı farklı. Bir yandan milyonlarca liralık kazancı %15 stopajla kapatan influencerlar, diğer yandan gelirinin neredeyse yarısını vergiye veren beyaz yakalılar…
Bu tablo, “vergi adaleti” tartışmalarını yeniden alevlendiriyor.
Ekonomistler, sistemin açıklarını kapatacak düzenlemelere ihtiyaç olduğunu vurgularken, Maliye Bakanlığı’nın influencer ekonomisine yönelik denetimlerini artırması bekleniyor.