İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yürütülen soruşturmada, gözaltına alınan isimlerden Adem Soytekin’e ait yeni bir ayrıntı gündemi sarstı. Emniyet kaynaklarına dayanan bilgiye göre Soytekin’in İstanbul trafiğinde, resmi görevliymiş gibi sirenli ve çakarlı araçla dolaştığı, bu aracın da bir cumhuriyet savcısı adına tescilli olduğu tespit edildi.
İddia: Çakarlı Araç Savcı Üzerine Kayıtlı, Kullanıcısı İş İnsanı
İstanbul Emniyeti Mali Suçlarla Mücadele Şubesi’nin yürüttüğü incelemelerde, çakarlı ve sirenli aracın, Muğla’da görev yapan ancak İstanbul’da bulunmayan bir cumhuriyet savcısına kiralanmış gibi gösterildiği belirlendi. Soruşturma kapsamında gözaltında bulunan Adem Soytekin’in bu aracı sıkça kullandığı ortaya çıktı.
Savcıyı Tanımadığını Söyledi, Kayıtlar Aksini Gösterdi
Adem Soytekin’in emniyet ifadesinde, söz konusu savcıyı hiç tanımadığını, aracı sadece tamir için İstanbul’da bulunduğu sırada kullandığını söylediği öğrenildi. Ancak, Plaka Tanıma Sistemi (PTS) ve fizikî takip kayıtları bu beyanı yalanladı.
İzleme verilerine göre araç, yalnızca kısa süreliğine değil, sistematik ve düzenli biçimde İstanbul trafiğinde kullanıldı. Üstelik bazı kaynaklara göre, bu araç “para taşıma aracı” olarak da işlev gördü.
HSK’ya Suç Duyurusu Hazırlığı
Söz konusu aracın bir kamu görevlisi adına tescilli olması nedeniyle savcılık harekete geçti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, ilgili cumhuriyet savcısı hakkında Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) suç duyurusunda bulunmaya hazırlandığı bildirildi.
Soruşturma kapsamında çakarlı araçların kimlere, nasıl verildiği, bu kişilerin hangi resmi dayanakla öncelikli haklara sahip oldukları gibi konuların da incelendiği öğrenildi.
Gölge İlişkiler Zinciri: Araçlar, Para Trafiği ve Resmiyet Maskesi
Adem Soytekin’e ait olduğu belirtilen ve savcıya aitmiş gibi gösterilen araçla ilgili iddialar, İBB soruşturmasıyla bağlantılı şüphelerin boyutunu genişletti. Araçların yalnızca trafik kolaylığı için değil, gizli sevkiyatlar veya usulsüz taşımacılık amacıyla da kullanıldığı öne sürülüyor.
İddialar, savcılık koruması zırhı altında bazı isimlerin “dokunulmazlık” görüntüsüyle şehir içinde özgürce hareket ettiğini ve bunun da resmi görevin suistimali olabileceğini gündeme taşıyor.