İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden dünya kamuoyuna seslendi. Financial Times’ta yayımlanan çarpıcı makalesinde, yalnızca Türkiye’nin değil, küresel demokrasinin de geleceğini ilgilendiren bir döneme girildiğini vurguladı.
“Silivri’den Yazıyorum: Ben Bir Siyasi Mahkûmum”
Makale, “Bu yazının yazarı İstanbul’un Belediye Başkanıdır. Silivri Cezaevi’nden yazıyor” cümlesiyle başlıyor. İmamoğlu, tutuklanmasının bireysel değil, siyasi bir hamle olduğunu şu ifadelerle açıklıyor:
“Hakkımda mahkûmiyet kararı yok. Birkaç sözde gizli tanığın söylentileriyle tutuklandım. Ben siyasi bir mahkûmum.”
İmamoğlu, Türkiye’de hukukun siyasallaştığını, muhalefetin kriminalize edildiğini ve yargının iktidarın sopası hâline geldiğini belirterek, bu sürecin demokratik kurumları çökerttiğini, halkı ise umutsuzluğa sürüklediğini ifade ediyor.
Türkiye’nin Jeopolitik Önemi Vurgulandı
Makalede, Türkiye’nin sadece iç siyaset açısından değil, küresel düzeyde de kilit rol oynadığına dikkat çekiliyor.
“Kuzeyde Rusya-Ukrayna savaşı, güneyde Orta Doğu krizleri… Bu coğrafyada Türkiye’nin yönü sadece bizim değil, dünya için belirleyici.”
diyen İmamoğlu, Türkiye’nin NATO, Avrupa Konseyi ve AB adaylığı bağlamında oynadığı stratejik role vurgu yaptı.
“Gelişimci Halkçılık” Vizyonu: Demokratik Bir Alternatif
İmamoğlu, 2019’dan beri uyguladığı yönetim tarzını “gelişimci halkçılık” olarak tanımlıyor. Bu yaklaşımı şöyle özetliyor:
“İnsan onuruna, pratik çözümlere ve kamu güvenine dayalı sivil bir model kurduk. İstanbul halkı bu modeli 2024 seçimlerinde üçüncü kez destekledi.”
Bu yaklaşımın halk nezdinde güçlü bir karşılık bulduğunu belirten İmamoğlu, bu desteği Cumhurbaşkanlığı adaylığına taşıdığını ve halkın değişim talebinin artık görmezden gelinemeyeceğini söylüyor.
“Tutukluluğum Erdoğan İçin Zafer Değil, Uyanıştır”
İmamoğlu, tutuklanmasının muhalefeti sindirmeye yönelik bir hamle olduğunu; ancak bu durumun Erdoğan için bir zafer değil, bir uyanış dalgası yarattığını savunuyor.
“Sokaklara ilk öğrenciler çıktı. Boykotlara yüz binlerce kişi katıldı. CHP’nin düzenlediği önseçime 15 milyon yurttaş katıldı.”
sözleriyle bu toplumsal hareketliliği tanımlıyor.
“Demokratik Gerileme Türkiye’de Başladı, Direniş de Burada Başlayacak”
İmamoğlu, küresel demokratik gerileme dalgasının başladığı yerin Türkiye olduğuna ancak bu gidişata dur diyecek ilk adımın da Türkiye’den geleceğine inandığını ifade ediyor.
“Dünyanın demokratik dayanışmaya her zamankinden fazla ihtiyacı var. Gençlerini susturan ve muhalefeti ezen bir rejim, sadece Türkiye’yi değil bölgeyi de istikrarsızlaştırır.”
Avrupa’nın güvenliği, transatlantik ittifakın geleceği ve Orta Doğu’daki denge açısından demokratik bir Türkiye’nin vazgeçilmez olduğunu vurgulayan İmamoğlu, demokratik bir alternatifin hâlâ mümkün olduğunu tüm dünyaya duyuruyor.