Rusya ile İran arasındaki stratejik işbirliği, Ortadoğu’daki gerilimle birlikte askeri boyuta taşınıyor. Kremlin, İran’ın talep etmesi durumunda askeri destek dahil her türlü yardımı yapmaya hazır olduklarını açıkladı. Ayetullah Ali Hamaney’in doğrudan Vladimir Putin’e gönderdiği mektup sonrası, Moskova yönetimi krizin seyrini değiştirecek açıklamalarda bulundu.
Peskov: İran Talep Ederse, Askeri Yardım Seçeneklerimiz Masada
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya’nın İran’a yönelik yaklaşımına dair dikkat çeken ifadeler kullandı. Kommersant gazetesinin yönelttiği soruya yanıt veren Peskov, İran tarafından bir talep gelmesi halinde, askeri destek de dahil olmak üzere yardım sağlanabileceğini belirtti. Özellikle S-300 ve S-400 hava savunma sistemleri konusundaki sorulara doğrudan yanıt vermeyen Kremlin yetkilisi, sürecin Tahran yönetiminin taleplerine bağlı olduğunu ifade etti.
Peskov, “Her şey İranlı dostlarımızın bizimle ne konuşacağına bağlı. İran Dışişleri Bakanlığı ile temaslarımız sürecek. Ortaya çıkan bu dramatik tabloda, görüş alışverişine açık olacağız. İran tarafı bize kendi perspektifini aktaracaktır,” dedi.
Hamaney’in Mektubu Moskova’da: Putin’e Özel Mesaj
Reuters’a konuşan üst düzey kaynaklara göre, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, 23 Haziran sabahı Ayetullah Hamaney’in Putin’e hitaben yazdığı bir mektubu teslim etmek üzere Moskova’ya gitti. Söz konusu mektubun içeriği kamuoyuna açıklanmadı. Ancak diplomatik kaynaklar, mektubun Rusya’nın tutumunu belirlemede etkili olacağını öngörüyor.
Kremlin Danışmanı Yuriy Uşakov da aynı gün içinde Putin’in İran Dışişleri Bakanı ile yüz yüze bir görüşme gerçekleştireceğini duyurdu. Arakçi ise yaptığı ilk açıklamada, “Yeni ve tehlikeli koşullar altında, dünya düzeni fiilen tehdit altındadır. Bu nedenle Moskova ile yapılacak istişarelerin tarihi önemde olduğunu düşünüyoruz,” ifadelerini kullandı.
Ortadoğu’daki Kriz Derinleşiyor: İran, ABD ve İsrail Hedefte
İsrail’in 13 Haziran’da başlattığı saldırılarla başlayan süreçte, İran’daki nükleer ve askeri tesisler hedef alınmıştı. Özellikle Natanz, İsfahan ve Fordow bölgelerindeki kritik merkezlerin hedef alındığı bu saldırılar, Tahran yönetiminde “kırmızı çizginin” geçildiği algısını oluşturdu.
22 Haziran’da ise ABD’nin doğrudan çatışmalara dahil olması, bölgesel krizi küresel bir tehdide dönüştürdü. Amerikan hava kuvvetleri tarafından yapılan açıklamalarda, İran’ın üç farklı tesisinin savaş uçakları ve Tomahawk füzeleriyle vurulduğu belirtildi.
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, saldırılara karşılık verileceğini ve ülkesinin egemenlik haklarını savunacağını vurguladı. Aynı gün Rusya Dışişleri Bakanlığı da sert bir açıklama yayımlayarak, “ABD’nin saldırgan eylemlerini en güçlü şekilde kınıyoruz,” ifadelerine yer verdi.
Rusya’nın Desteği Krizin Seyrini Değiştirebilir
Uzmanlara göre, Rusya’nın doğrudan askeri destek vereceğini açıklaması, Ortadoğu’daki güç dengelerini temelden sarsabilecek bir gelişme. Özellikle S-400 hava savunma sistemlerinin İran’a sevkiyatı, İsrail’in hava operasyonlarını doğrudan etkileyecek ve olası yeni saldırıların önüne geçebilecek bir caydırıcılık sağlayabilir.
Moskova’nın resmi ağızdan böyle bir destek mesajı vermesi, yalnızca İran değil, aynı zamanda Çin, Türkiye ve Katar gibi bölgedeki diğer aktörlerin pozisyonlarını da yeniden gözden geçirmesine neden olabilir. Küresel enerji arzı, deniz ticareti ve askeri ittifaklar açısından Hürmüz Boğazı’nın kaderi bu gelişmelere bağlı hale gelmiş durumda.