İngiliz ekonomi gazetesi Financial Times (FT), Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından yaşanan ekonomik dalgalanmaya dikkat çekti. Gazete, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Türk Lirası’ndaki sert düşüşü durdurmak için yaklaşık 12 milyar dolarlık döviz müdahalesinde bulunduğunu yazdı.
İmamoğlu Gözaltısı Sonrası Kur Krizi Yaşandı
19 Mart sabahı İstanbul’da başlatılan “terör” ve “yolsuzluk” soruşturmaları kapsamında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da dahil olmak üzere 106 kişi hakkında gözaltı kararı verilmişti. Operasyonun ardından piyasalarda büyük dalgalanmalar yaşandı.
Türk Lirası, sadece birkaç saat içinde yaklaşık yüzde 12 değer kaybederek tarihi bir düşüş yaşadı. Önceki haftayı 36,57 TL seviyesinden kapatan Dolar/TL kuru, kısa sürede 41,53 TL’ye kadar yükseldi. Aynı şekilde euro kuru da 45 TL’yi geçti.
Merkez Bankası’ndan Rekor Müdahale
FT’nin haberine göre, Merkez Bankası 19 Mart sabahı başlayan bu dalgalanmayı durdurmak için 11,5 milyar dolarlık döviz satışı gerçekleştirdi. Bu tutar, bugüne kadar yapılan benzer müdahalelerin yaklaşık 4 katı büyüklüğünde.
Kaynaklara göre toplamda üç gün içinde yaklaşık 12 milyar dolar harcayan TCMB, döviz rezervlerinden bu tutarı piyasaya sürerek Türk Lirası’nı desteklemeye çalıştı. Müdahalenin ardından döviz kurları nispeten normale dönmeye başladı, dolar yeniden 38 liranın altına geriledi.
Ekonomistler: Müdahale Siyasi Krizin Yansıması
Uzmanlar, bu kadar yüksek montanlı bir müdahalenin yalnızca ekonomik sebeplerle açıklanamayacağını, arkasında ciddi bir siyasi güven kaybı olduğunu ifade ediyor. Ekonomistlere göre, İmamoğlu’nun gözaltına alınması gibi yüksek profilli bir olay, yatırımcı güvenini derinden sarstı ve ani çıkışlara neden oldu.
FT de haberinde, Türkiye’de siyasi krizlerin artık doğrudan ekonomik istikrara zarar verir hale geldiğini, bu nedenle Merkez Bankası’nın bağımsızlığı ve rezerv yönetimi politikalarının daha da önem kazandığını belirtti.
Dövize Müdahale Geçici Rahatlama Sağladı
TCMB’nin müdahalesi sonrası döviz piyasasında kısa süreli bir istikrar sağlansa da, uzmanlar bu tür müdahalelerin sürdürülebilir olmadığını vurguluyor. Net rezervlerdeki düşüş, uzun vadede Merkez Bankası’nın manipülasyon gücünü zayıflatabilir.
Ekonomistler, piyasaların kalıcı güven kazanması için şeffaflık, öngörülebilirlik ve siyasi istikrarın sağlanması gerektiğini savunuyor. Aksi takdirde dövize yapılan bu tür yüksek hacimli müdahaleler sadece geçici çözümler üretmeye devam edecek.
FT: Türkiye İçin Kritik Dönemeç
Financial Times, haberinin sonunda Türkiye’nin 2025’e zayıf bir ekonomik görünümle girdiğini; enflasyonun yüksek, büyümenin kırılgan ve dış finansman ihtiyacının çok ciddi seviyede olduğunu vurguladı. Siyasi gelişmelerin ekonomi üzerindeki etkisinin bu kadar belirginleşmesi, Türkiye için alarm zillerinin çaldığını gösteriyor.