MHP Genel Başkan Yardımcısı ve hukukçu kimliğiyle öne çıkan İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamayla, Türkiye’de infaz sistemine yönelik kapsamlı bir reforma duyulan ihtiyaca dikkat çekti. Yıldız, “İyi bir infaz rejimi olmadan ceza adaleti sağlanamaz” diyerek, yeni bir infaz yasası hazırlanması çağrısında bulundu.
“Ceza Adaletinin Temeli İnfaz Rejimidir”
Feti Yıldız, yaptığı değerlendirmede ceza ve ceza muhakemesi sistemlerinin tek başına yeterli olmadığını belirtti. “İnfaz sistemi yetersizse, ceza adaletinde duygusal tatmin eksik kalır” diyen Yıldız, infaz süreçlerinin eşitlikçi, sade ve anlaşılır bir çerçevede yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurguladı.
“Hukuk Devleti, İnsan Haklarına Saygıyla Varlık Bulur”
Yıldız, hukuk devletinin temelinde insan haklarına saygı ve yargı denetimi bulunduğunu dile getirdi. Devletin cezalandırma hakkıyla bireyin özgürlükleri arasında daima bir gerilim bulunduğunu belirten Yıldız, “Bu çatışmanın sınırlarını, anayasalar ve insan hakları sözleşmeleri belirler” diyerek, infaz sisteminin bu ilkelere aykırı işlememesi gerektiğini söyledi.
Yeni İnfaz Yasası İçin Temel İlkeler Sıralandı
Yıldız, TBMM’nin öncelikleri arasında yeni bir infaz yasasının yer alması gerektiğini savundu. Önerdiği infaz rejiminin temel ilkeleri şu şekilde:
- İnsan onurunu esas alan bir yapı kurulmalı,
- Kanun, yalnızca hukukçulara değil, hükümlüler ve halk tarafından da anlaşılabilir ve sade olmalı,
- Cezanın ıslah edici yönü öne çıkarılmalı,
- Cezasızlık algısı ortadan kaldırılmalı,
- Sürekli değişiklik ihtiyacı doğurmayacak tutarlı bir sistem oluşturulmalı.
Yeni Anayasa Vurgusu: “Milli Birliğimizi Güvence Altına Almalı”
Açıklamasında anayasa konusuna da değinen Yıldız, Türkiye’nin güçlü ve kapsayıcı bir anayasal zemine ihtiyaç duyduğunu dile getirdi. Yeni anayasanın, sadece teknik bir metin değil, aynı zamanda milli kimliği, coğrafi bütünlüğü ve siyasi birlikteliği güvence altına alan bir belge olması gerektiğini ifade etti.
Yıldız, “Yeni anayasa, hukuki reformların temeli olacak ve Türkiye’nin geleceğini şekillendirecektir” diyerek, bunun sadece siyasi değil, aynı zamanda toplumsal bir beklenti olduğunu kaydetti.