Gazeteci Fatih Altaylı, YouTube kanalındaki açıklamaları nedeniyle büyük bir yargı süreciyle karşı karşıya kaldı. 22 Haziran’dan bu yana Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Altaylı, hakkında düzenlenen iddianame ile yeniden gündemde. Cumhuriyet Savcılığı, “Cumhurbaşkanı’na tehdit” suçlamasıyla Fatih Altaylı hakkında 5 yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezası talep etti. Türkiye’nin önde gelen gazetecilerinden biri olan Altaylı için hazırlanan bu iddianame, medyada ve kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Tutuklama Süreci Nasıl Başladı?
Altaylı’nın tutuklanmasına neden olan olay, YouTube kanalında yaptığı bir yorumla başladı. Söz konusu açıklamalar, savcılık tarafından “tehdit unsuru” içerdiği gerekçesiyle değerlendirildi. Bu değerlendirme doğrultusunda harekete geçen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Fatih Altaylı hakkında detaylı bir inceleme başlattı.
Yapılan soruşturma sonucunda, gazetecinin açıklamalarının “ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı” yönünde görüş bildirildi. Bu gerekçeyle, 22 Haziran’da alınan tutuklama kararı uygulanarak Altaylı cezaevine gönderildi.
İddianamede Neler Yer Alıyor?
Hazırlanan iddianamede, Altaylı’nın sözlerinin açık şekilde Cumhurbaşkanı’na yönelik tehdit içerdiği savunuluyor. Savcılık, bu tür söylemlerin toplumda kutuplaşma yaratabileceğini ve anayasal düzeni tehdit ettiğini belirtti.
Ayrıca iddianamede, basın mensubu kimliğine rağmen Altaylı’nın sorumluluk bilinciyle hareket etmediği ve kamuoyunu provoke eden açıklamalarda bulunduğu ifade edildi. Bu çerçevede savcı, Fatih Altaylı hakkında beş yıldan az olmamak şartıyla hapis cezası verilmesini talep etti.
Kamuoyunda Tepkiler Çığ Gibi Büyüyor
Bu gelişme, medya camiasında büyük bir tartışma başlattı. Gazeteci dernekleri ve ifade özgürlüğü savunucuları, söz konusu tutuklamayı eleştirerek Fatih Altaylı’nın ifade hakkına müdahale edildiğini savundu. Özellikle dijital medya üzerinden birçok kişi, Altaylı’nın serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Bununla birlikte bazı kesimler ise, medyada sorumluluğun önemine vurgu yaparak, “gazetecilik kisvesi altında tehdit” algısının toplumda yanlış bir örnek oluşturabileceğine dikkat çekti.
Yargı Süreci Nasıl İşleyecek?
İddianamenin mahkemece kabul edilmesi durumunda, Fatih Altaylı önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak. İlk duruşmanın tarihi henüz açıklanmazken, yargı sürecinin uzun ve çetin geçmesi bekleniyor.
Avukatları ise, Altaylı’nın açıklamalarının ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Dosyanın Anayasa Mahkemesi ve hatta AİHM boyutuna kadar gidebileceği konuşuluyor.
Basın Özgürlüğü Tartışması Yeniden Alevlendi
Altaylı hakkında hazırlanan iddianameyle birlikte, Türkiye’de basın özgürlüğü konusu bir kez daha kamuoyunun gündemine taşındı. Son yıllarda benzer suçlamalarla yargılanan gazetecilerin sayısındaki artış, birçok sivil toplum kuruluşunun raporlarına da yansımış durumda.
Bu bağlamda, Fatih Altaylı’nın yargılanması hem iç hukuk açısından hem de uluslararası arenada Türkiye’nin ifade özgürlüğü karnesini etkileyebilecek nitelikte görülüyor.