Ece Seçkin, geçtiğimiz akşam Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)‘nde hayranlarıyla buluştu. Konser öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtlayan ünlü şarkıcı, son günlerde ülke gündeminde geniş yankı bulan yenidoğan cinayetleri hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Konserin ardından Seçkin’in sözleri, büyük bir yankı uyandırdı.
Ece Seçkin’den Unutulmaz Performans
Başarılı sanatçı Ece Seçkin, Kıbrıs’ta sahne aldığı konserde hem Türk hem de Rum kesiminden gelen kalabalık bir izleyici kitlesine performans sergiledi. Seçkin, dinleyicilerine unutulmaz anlar yaşattı. Şarkılarıyla izleyenleri coşturan sanatçı, profesyonelliği ve enerjisiyle yine büyük beğeni topladı.
Yenidoğan Cinayetlerine Sert Tepki
Konser öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Ece Seçkin, ülke gündemini sarsan yenidoğan bebek cinayetleri hakkında düşüncelerini paylaştı. Seçkin, “Bu kadarı da olmaz” diyerek tepkisini dile getirdi ve toplumda artan şiddet olaylarından duyduğu üzüntüyü ifade etti. Özellikle kadın cinayetleri ve hayvan hakları gibi konularda da hassas olduğunu belirten Seçkin, bu vahşetin kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Zorlu Süreç: Kendi Acısını Paylaştı
Ece Seçkin, yaşadığı zorlu süreçten de bahsederek, iki aylık hamileyken bebeğini kaybettiğini belirtti. Ünlü şarkıcı, bu acıyı derinden hissettiğini şu sözlerle dile getirdi:
“Ne diyebilirim. Bizim son yıllarda karşılaştığımız kötülüklere bizim nesil kadar kimsenin maruz kaldığını düşünmüyorum. Hayvan hakları, kadın cinayetleri derken şimdi de bebek cinayetlerini konuşuyoruz. ‘Bu kadarı da olmaz’ diyoruz ama maalesef daha fazlasıyla karşılaşıyoruz. Ben de bu acıyı yaşadım; bebeğimi kaybettim. Dün gece bütün gece uyuyamadım, şu an ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Eşimle birlikte Allah’a teslim olduk, doğru zamanda evladımızı kucağımıza alacağımıza inanıyoruz.”
Bu duygusal açıklama, basında büyük yankı uyandırırken, sanatçının yaşadığı zorlu sürecin etkilerini paylaşması hayranlarını da derinden etkiledi.
Toplumda Artan Şiddete Karşı Bir Ses
Ece Seçkin’in açıklamaları, toplumda artan şiddet ve vahşete karşı duyarlılığı artırmayı amaçlıyor. Sanatçının yaşadığı kişisel kayıp ve toplumsal olaylara karşı hissettiği öfke, onu bu konularda sesini daha fazla yükseltmeye teşvik etti.