Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu, dünyaca ünlü The Economist dergisine yazdığı makalede, Türkiye’deki demokrasi mücadelesini kaleme aldı. Eşinin tutuklanmasının toplumda büyük bir öfke ve dayanışma duygusu yarattığını vurgulayan İmamoğlu, “Siyasi rakipleri susturmak isteyen otoriter bir yönetimle karşı karşıyayız, ancak halkın iradesi bunu kabul etmiyor” dedi.
“Tutuklama, toplumu sindirme çabasıydı ama ters tepti”
19 Mart’taki gözaltı süreciyle başlayan gelişmeleri değerlendiren Dilek İmamoğlu, eşinin tutuklanmasının sadece siyasi bir liderin değil, milyonlarca insanın temsil hakkının gaspı olduğunu ifade etti. Bu adımın, halkın birliğini ve değişim arzusunu daha da pekiştirdiğini söyledi.
“İmamoğlu’nun davası, Türkiye’nin demokrasi sınavı”
Yazıda, Ekrem İmamoğlu’na yönelik hukuki engellemeler ve sistematik baskılar, “demokratik muhalefeti susturma çabası” olarak tanımlandı. Dilek İmamoğlu, “Bu dava artık sadece Ekrem’in değil; Türkiye’de hukukun, özgürlüklerin ve halk iradesinin davasıdır” ifadesini kullandı.
“Türkiye’de halk değişimi istiyor”
Dilek İmamoğlu, ülkedeki derin ekonomik sorunlara ve artan sosyal adaletsizliklere de dikkat çekti. Gençlerin umutsuzluk içinde yurtdışına yöneldiğini belirten İmamoğlu, buna rağmen toplumun geniş kesimlerinin adalet, eşitlik ve özgürlük taleplerini her geçen gün daha yüksek sesle dile getirdiğini belirtti.
“Korku değil, umut kazanacak”
Makalesini güçlü bir mesajla tamamlayan Dilek İmamoğlu, Erdoğan yönetiminin baskı politikalarının halkı sindiremeyeceğini vurguladı:
“Adalet, ancak direnenlerin çabasıyla var olur. Bu yüzden halkı susturamazsınız, hakikati bastıramazsınız. Demokrasiye inanan milyonlar bu oyunu kabul etmeyecek.”