Edirne Cezaevi’nde 8,5 yıldır tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kalp krizi geçirdikten sonra tedavi altına alınan Sırrı Süreyya Önder için kaleme aldığı duygu yüklü bir mektupla gündeme geldi. Mektubunda barış yolunda birlikte verdikleri mücadeleyi anımsatan Demirtaş, Önder için “Asla vazgeçmezsin, tek dileğin ölmeden önce barışı görmektir” ifadelerini kullandı.
Sırrı Süreyya Önder’e “Seni Seviyoruz Sırrı Abi” Başlıklı Mektup
Demirtaş, mektubunda barış mücadelesi verenlerin yaşadığı zorluklara dikkat çekti. “Barış elçisi olmak zor iştir” diyerek başladığı yazısında, Önder’in her türlü siyasi saldırıya rağmen geri adım atmadığını vurguladı.
“Yerden yere vururlar seni, yüreğini hırpalarlar, ama barışa sadakatle bağlanırsan geri adım atmazsın” diyen Demirtaş, mektubunun devamında Önder’in sadece politik kimliğiyle değil, vicdani duruşuyla da büyük bir değer taşıdığını dile getirdi.
Cezaevi Görüşmesinde Fenalaştı, Ambulanstan Vazgeçti
Demirtaş, mektubunda Önder’in fenalaştığı cezaevi ziyaretini de anlattı. Kalbini tutarak rengi solan Önder için ambulans çağırmak isteyenleri engellediğini aktaran Demirtaş, “Orda girişimize söz verdik; ‘önce barış, ölürsek Allah’ın emri’” sözleriyle yaşanan anın ağırlığını gözler önüne serdi.
Bu olayın hemen ardından Önder’in Edirne Cezaevi önünde yaptığı “yüreğimiz elimizde geziyoruz” açıklamasını hatırlatan Demirtaş, bu cümlenin sadece mecazi değil, somut bir gerçeği de temsil ettiğini belirtti.
“Bu Barış İlla Ki Olacak”
Demirtaş, Sırrı Süreyya Önder’in hem Kürt halkı hem de Türk toplumu için barış adına büyük bedeller ödediğini ve bu uğurda her türlü hakareti göğüslediğini ifade etti.
“Sırrı Bey ayakta kalacak. Bu barış illa ki olacak ve inşallah o da göğsünü gere gere kendi emeklerinin sonuçlarıyla gurur duyacak” sözleriyle mektubunu tamamlayan Demirtaş, Önder’e sevgisini ve dualarını iletti.
Barış Mücadelesinin Simgesi
Demirtaş’ın kaleme aldığı bu mektup, hem politik bir vefa örneği hem de barış mücadelesine olan inancın güçlü bir yansıması olarak yorumlandı. Mektup, sosyal medyada kısa sürede büyük yankı uyandırdı ve “barışın insanları” olarak anılan isimlerin verdiği mücadeleye yeniden dikkat çekti.
