Efsane yönetmen Francis Ford Coppola, kendi finanse ettiği büyük tutku projesi Megalopolis ile sinemaya geri dönüyor. Ancak, eleştirmenleri ikiye bölen bu film, gişede beklentileri karşılayacak mı? Coppola, 120 milyon dolarlık bu devasa yapımına oldukça güveniyor, fakat gişedeki ilk hafta tahminleri pek umut vermiyor.
Gişe Tahminleri: Hayal Kırıklığı mı?
Megalopolis, Kuzey Amerika’da 1700 sinema salonunda gösterime girecek. Ancak, gişe analizlerine göre, filmin hafta sonunda 5 ila 7 milyon dolar arasında bir hasılat elde etmesi bekleniyor. Variety’nin raporuna göre, 100 milyon dolarınüzerinde bir bütçeyle çekilen film için bu başlangıç, ciddi bir hayal kırıklığı olabilir. Lionsgate’in dağıtımını üstlendiği film, fütüristik bir Amerika’da yıkıcı bir felaketin ardından New York’u yeniden inşa etmek isteyen bir mimarın hikayesini anlatıyor.
Eleştirmenler İkiye Bölündü: Destansı mı Karmaşa mı?
Megalopolis, Cannes Film Festivali’nde prömiyerini yaptıktan sonra dakikalarca ayakta alkışlanmasına rağmen, eleştirmenler arasında büyük bir fikir ayrılığına yol açtı. Kimileri filmi “dokunaklı” ve “destansı” olarak nitelendirirken, bazıları “karmaşa” olarak değerlendirdi. Coppola, 14 yıl aradan sonra yönetmenliğe dönüşünü bu filmle işaret ediyor. Ancak filmin bilimkurgu unsurları, bazı izleyiciler tarafından dağınık ve anlaşılmaz bulunmuş durumda.
Giancarlo Esposito ve Adam Driver’ın Yıldız Kadrosu
Filmde, Breaking Bad‘in kötü adamı olarak ünlenen Giancarlo Esposito, yozlaşmış belediye başkanını canlandırırken, idealist mimar rolünde Adam Driver yer alıyor. Megalopolis’in kadrosu ise oldukça dikkat çekici; Nathalie Emmanuel, Jon Voight, Laurence Fishburne, Shia LaBeouf, Talia Shire, Jason Schwartzman, Aubrey Plaza, Chloe Fineman, Dustin Hoffman ve D.B. Sweeney gibi ünlü isimler de filmde rol alıyor.
Coppola’nın Hayali: “Öğrenci Usulü” Çekilen Bir Film
Coppola, uzun zamandır hayalini kurduğu Megalopolis’i, H.G. Wells’in “Things to Come” kitabından esinlenerek çekti. 85 yaşındaki usta yönetmen, filmi finanse etmek için kişisel servetini ortaya koydu. Kıyamet ve Baba üçlemesi gibi sinema tarihine adını altın harflerle yazdırmış bir yönetmenin, bağımsız olarak gerçekleştirdiği bu tutku projesi, ABD ile birlikte Türkiye’de de yarın vizyona giriyor.
