Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu ve İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Türkiye’de doğum oranlarının düşmesine ilişkin yaptığı değerlendirmeyle gündemde. Erdoğan, ekonomik gerekçelerle çocuk yapmaktan kaçınılmasının doğru bir yaklaşım olmadığını savunarak, “Eğer öyle olsaydı, varlıklı insanlar daha çok çocuk yapardı ama yapmıyorlar” dedi.
“Gençlik, Sivil Toplum ve Meclis” Temalı Etkinlikte Konuştu
Bilal Erdoğan bu açıklamayı, Pendik Ömer Çam Anadolu İmam Hatip Lisesi‘nde düzenlenen “Ömer Çam Meclis 25” adlı simülasyon toplantısının açılış konuşmasında yaptı. “Gençlik, sivil toplum ve meclis” temalı etkinlikte gençlerin sosyal sorumluluk projelerine katılımının önemine dikkat çekti.
“En Parlak Gençler Siyasetten Uzak Durursa, Sonuçlarına Katlanırız”
Konuşmasında gençlerin siyasete ve sosyal bilimlere yönelmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’nin kaderini belirleyecek olanlar, en parlak gençler arasından çıkmalı. Ama bu gençler siyasete ya da sosyal bilimlere yönelmezse, siyasetin sonuçlarından şikayet etme hakları olmaz.”
Bilal Erdoğan’a göre bu alanlar herkese açık ve toplumun kaderi bu alanlara gösterilecek ilgiyle şekilleniyor.
“Demografik El Bombasına Hazır Olmazsak Geriye Gideceğiz”
Erdoğan, Türkiye’de doğurganlık oranlarının düşüşünü bir ‘güvenlik meselesi’ olarak tanımladı ve konunun toplumsal etkileri üzerine şu çarpıcı sözleri kullandı:
“Yeni bir demografik el bombasıyla karşı karşıyayız. Eğer buna hazırlık yapmaz, anlamaz ve karşılayamazsak, ülke olarak ciddi anlamda zayıflayacağız ve geriye gideceğiz.”
Bu yorum, yalnızca ekonomik kalkınma değil, nüfusun sürdürülebilirliği açısından da gençlerin çocuk sahibi olmasının stratejik önemde olduğunu vurguluyor.
“Geçim Sıkıntısı Çocuk Sahibi Olmamak İçin Geçerli Bir Gerekçe Değil”
Erdoğan, doğum oranlarının düşüşünün ekonomik nedenlerle açıklanamayacağını savundu ve şu örneği verdi:
“Efendim, ekonomi kötü, geçim sıkıntısı var. Ondan çocuk yapılmıyor’ deniyor. Araştırmalar gösteriyor ki gelir düzeyi arttıkça çocuk sayısı azalıyor. Eğer öyle olsaydı, varlıklı insanlar daha çok çocuk yapardı, yapmıyorlar.”
Bu ifadeler, toplumun farklı ekonomik kesimlerinde çocuk sahibi olma eğilimlerinin birbirine benzemediğini gösteren akademik bulgulara dayandırılıyor.
Doğum Oranı Tartışması Yeni Bir Boyut Kazandı
Bilal Erdoğan’ın bu sözleri, Türkiye’de uzun süredir devam eden doğurganlık oranı tartışmalarına yeni bir boyut kazandırdı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre son yıllarda toplam doğurganlık oranı 2,1’in altına düşmüş durumda. Bu da nüfusun kendini yenileme seviyesinin altına inilmesi anlamına geliyor.
Bilal Erdoğan’ın bu çıkışı, hükümete yakın çevrelerin aile politikaları, gençlik ve demografik projeksiyonlar konusundaki stratejilerinin önümüzdeki dönemde nasıl şekilleneceğine dair önemli ipuçları taşıyor.