Henüz 15 yaşındaydı. Hayatının baharındaydı. Mattia Ahmet Minguzzi, sıradan bir günde sadece kaykay malzemesi almak için arkadaşlarıyla dışarı çıkmıştı. Ancak o gün, genç bir hayat hunharca söndürüldü. Acılı anne Yasemin Minguzzi, evladını kaybettikten sonra adaletin eksik kaldığını düşünerek infaz yasasında düzenleme yapılması için Bakırköy Meydanı’nda sessiz ama sarsıcı bir oturma eylemine başladı.
Katledilen Bir Çocuğun Ardından Gelen Sessiz Direniş
8 Şubat günü, İstanbul Kadıköy Hasanpaşa Mahallesi’nde yaşanan olayda, Mattia Ahmet Minguzzi arkadaşlarıyla birlikte pazara gitmişti. Burada çıkan tartışma sonucunda B.B. isimli şahıs tarafından bıçaklandı. Yere düşmesinin ardından U.B. isimli diğer bir şahsın da genci tekmelediği belirtildi. Olayın ardından ağır yaralanan genç, hastaneye kaldırıldı ancak 9 Şubat’ta hayatını kaybetti.
Bu olay yalnızca bir çocuğun değil, bir annenin, bir toplumun vicdanının da yaralanmasına neden oldu. Oğlunun ardından susmayan anne Yasemin Minguzzi, adaletin peşini bırakmadı.
Bakırköy Meydanı’nda Tek Başına Direniş: Yasemin Minguzzi’nin Mücadelesi
Evladının ölümünü unutamayan anne, infaz yasasının yeniden düzenlenmesi gerektiğini savunarak sessiz bir eyleme imza attı. Her gün Bakırköy Meydanı’na giden Yasemin Minguzzi, tek başına oturarak toplumun dikkatini bu acı gerçeğe çekmeye çalışıyor. Elindeki pankartta yalnızca oğlunun değil, benzer şekilde yaşamı elinden alınan tüm çocukların sesi yankılanıyor.
Adaletin eksik kaldığına inanan Minguzzi, katillerin aldıkları cezaların yeterli olmadığını, sistemin bu tür olaylara karşı caydırıcı olmadığını dile getiriyor. Sessizliğiyle haykırıyor; gözyaşlarıyla hukuk sistemine sesleniyor.
İnfaz Yasasına Tepki: ‘Bu Ceza Değil, Ödül’
Yasemin Minguzzi’nin tepkisi yalnızca oğlunun katillerine değil, aynı zamanda cezai sistemin yeterince caydırıcı olmamasına yönelik. İnfaz indirimi, şartlı salıverme gibi uygulamaların özellikle cinayet suçlarında adaletsizlik yarattığını savunan Minguzzi, “Bu yasalar ceza değil, adeta ödül” diyerek sesini duyurmaya çalışıyor.
Sosyal medyada destek büyürken, pek çok insan infaz yasasının yeniden düzenlenmesi talebine katılıyor. Yasemin Minguzzi’nin eylemi, bireysel bir isyan olmanın ötesinde bir toplumsal farkındalık hareketine dönüşüyor.
Toplumun Sessizliğine Karşı Bir Annenin Direnişi
Bu eylem, yalnızca bir annenin acısını değil; toplumun hukuka olan inancının da sorgulanmasını sağladı. Yasemin Minguzzi’nin yaptığı çağrı net: “Oğlumu geri getiremezsiniz ama başka çocuklar ölmesin.” Bu sözler, yasal düzenlemelerin ne kadar hayati olduğunu gözler önüne seriyor.
Oturma eylemi kısa sürede sosyal medya üzerinden büyük yankı uyandırdı. Pek çok kişi Minguzzi’nin yanında durarak onun yalnız olmadığını göstermeye başladı. Ancak asıl beklenti, karar vericilerin bu çığlığı duyup infaz yasasında düzenleme yapmaları.
