Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve bazı ilçe belediye başkanlarıyla ilgili yürütülen soruşturmalara dair dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Tunç, özellikle bu süreçte öne çıkan itirafçıların çoğunun İmamoğlu’nun kendi çevresinden olduğunu ifade ederek, yargı sürecinin siyasallaştırıldığı yönündeki eleştirilere de sert çıktı.

Yargıda 15 Temmuz Sonrası Büyük Değişim

A Haber canlı yayınına katılan Tunç, yargıdaki değişim sürecine değinerek, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası 4 bin 6 hâkim ve savcının görevden ihraç edildiğini ve hâkim-savcı sayısının 12 binden 8 bine düştüğünü belirtti. Bu çerçevede yeni kadroların oluşturulduğunu söyleyen Tunç, bugün itibarıyla yargının bağımsız ve tarafsız şekilde görevini sürdürdüğünü vurguladı.

“Talimat Vermem Söz Konusu Olamaz”

Programda kendisine yöneltilen, “Bir hâkim veya savcıyı arayıp talimat verir misiniz?” sorusuna net bir şekilde yanıt veren Tunç, böyle bir durumun söz konusu olmadığını, yargının bağımsız bir kurum olarak çalıştığını belirtti. Özellikle İstanbul’daki “para kuleleri” olarak adlandırılan olayların, CHP’nin medyaya verdiği bilgilerle yargının gündemine geldiğini açıkladı.

İtirafçıların Kimliği Tartışma Yarattı

Tunç’un en çok dikkat çeken açıklaması ise, Ekrem İmamoğlu ve bazı CHP’li belediye başkanlarıyla ilgili yürütülen soruşturmalarda öne çıkan itirafçıların çoğunun kendi arkadaş çevrelerinden olduğuydu. Bu durumun kamuoyunda farklı yankılar uyandırması beklenirken, Tunç’un ifadeleriyle soruşturmaların seyrinin daha da derinleşeceği anlaşılıyor.

Manavgat ve Şile Olaylarına Dair Eleştiriler

Tunç, sadece İBB değil, Manavgat ve Şile’de yaşanan olaylara da değinerek, CHP’nin suçüstü yakalanan belediye başkanlarına önce sahip çıktığını, ancak deliller ortaya çıktıkça geri adım attığını söyledi. Özellikle Şile’de yaşanan gözaltı olayında CHP’nin sessiz kalmasını “önceden suçüstü yapılacağını bilmelerine” bağladı.

“Dosyanın İçeriğini Bilmiyorsunuz Ama Sahip Çıkıyorsunuz”

Bakan Tunç, belediyelerle ilgili yürütülen soruşturmaların hemen ardından muhalefet tarafından “siyasi soruşturma” söyleminin gündeme getirildiğine dikkat çekti. Ancak dosyaların içeriği henüz ortaya çıkmadan yapılan bu açıklamaların, adalet sürecini gölgelemeye yönelik olduğunu savundu.

Tunç, bu konuda şunları söyledi:

“Daha sorgusu yapılmamış, savunması alınmamış, dijital materyaller incelenmemiş bir dosyada nasıl olur da siyasi karar verildiğini iddia edebilirsiniz? Burada yapılması gereken, yargının sonucunu beklemektir.”

“AKP’li Belediyelere de 30 Dava Açıldı”

Soruşturmaların sadece muhalefet partilerine yönelik olduğu yönündeki eleştirileri de reddeden Tunç, son 5-6 yıl içinde 30 AKP’li belediyeye dava açıldığını, bunlardan 13 kişinin mahkum olduğunu, 7 davanın sürdüğünü ve 10 kişinin beraat ettiğini söyledi.

Yargının kimden geldiğine değil, ne yaptığına baktığını vurgulayan Tunç, parti fark etmeksizin herkesin hesap vermesi gerektiğini ifade etti.