Fetullah Gülen, 20 Ekim 2024 tarihinde ABD‘de hayatını kaybetti. Ancak aradan aylar geçmesine rağmen, Türkiye’deki resmi sistemlerde hâlâ “yaşıyor” olarak görünmeye devam ediyor. Bu durum, sadece bir bürokratik gecikme gibi görünse de, hukuki sonuçları olabilecek önemli bir belirsizliğe işaret ediyor.
Resmi Kayda Neden Geçmedi?
Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, yurt dışında vefat eden Türk vatandaşlarının ölüm bilgilerinin sistemlere işlenmesi için belirli belgeler talep ediyor. En temel belge ise, yerel makamlarca verilen ölüm belgesi. Bu belge, ilgili ülkedeki Türk konsolosluklarına sunulmadan, Türkiye’deki nüfus sistemine ölüm bilgisi işlenemiyor.
Yeni Şafak’ın aktardığına göre, Gülen’in Pensilvanya’da düzenlenen cenaze töreni ardından, ne ailesi ne de yakın çevresi bu tür bir belgeyi konsolosluklara iletti. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti’nin e-devlet sistemlerinde Fetullah Gülen hâlâ sağ olarak görünüyor.
Neden Önemli?
Bu durum sadece teknik bir eksiklik değil. Zira 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sırasında yaşamını yitiren vatandaşların aileleri ve gaziler için, Gülen’in ölümünün resmi kayıtlara geçmesi bir dönüm noktası olabilir. Hukukçulara göre, ölüm kaydının işlenmesiyle birlikte, bu kişilerin ailelerinin veya kendilerinin, manevi tazminat veya ceza davaları açabilmesi mümkün hale geliyor.
Dolayısıyla sadece bürokratik bir işlem değil; aynı zamanda hukuki süreçlerin kapısını açabilecek bir aşama söz konusu.
Konsolosluklar Süreci Harekete Geçirebilir mi?
Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği ile New York Başkonsolosluğu’nun bu süreçte proaktif hareket etmesi gerekiyor. Ancak mevcut mevzuata göre, konsoloslukların bu tür belgeleri re’sen temin etmesi mümkün değil. Yani belgelerin Gülen’in yakınları veya çevresi tarafından sunulması gerekiyor.
ABD’deki ölümlerle ilgili kayıt sistemleri delil niteliğinde belgeler sunsa da, Türkiye’deki sistem bu belgeleri resmi yollarla doğrudan kabul etmiyor. Bu nedenle prosedür eksikliği, kaydın yapılmasını engelliyor.
Gülen’in Mirası ve Varlıkları Ne Olacak?
Resmi ölüm kaydı işlenmediği sürece, Gülen’e ait Türkiye’deki olası miras ve malvarlığı unsurları da statüsünü koruyor. Malvarlığına yönelik el koyma, tasfiye ya da hukuki işlem başlatma süreçleri, nüfus kayıtlarındaki “hayatta” statüsünden doğrudan etkilenebilir.
Bu nedenle, sadece hukuki değil, aynı zamanda ekonomik ve siyasi etkileri de olan bir gecikmeden bahsediyoruz.
Yeni Dava Dalgası Gelebilir mi?
Hukukçulara göre, ölüm kaydının yapılmasının ardından mağdur ailelerin ve bazı kamu kurumlarının toplu dava süreçlerini başlatması beklenebilir. Özellikle 15 Temmuz’dan doğrudan zarar gören kamu görevlileri, güvenlik personelleri ve sivil halk açısından, bu durum yeni bir hukuki hamlenin zeminini oluşturabilir.