İngiltere’de, ünlü şarkıcı Taylor Swift‘in Londra konserleri nedeniyle hükümet yetkilileri ve polis arasında yaşanan koruma krizi gündeme oturdu. İddialara göre, devlete hizmet eden Özel Refakat Grubu‘nun (SEG), Swift’in konserlerinde görev alması için hükümet bakanları ve savcılar tarafından baskı yapıldı. İngiltere İçişleri Bakanı Yvette Cooper ve Londra Başsavcısı Lord Hermer‘in, Metropolitan Polisi üzerinde Swift’in güvenliğini artırmak için baskı yaptığı iddiaları ülkede büyük tartışmalara yol açtı.
Bakanlar ve Başsavcıya Yönelik İddialar: Polise Baskı Yapıldı mı?
İngiliz medyasında çıkan haberlere göre, İçişleri Bakanı Yvette Cooper, Taylor Swift‘in Londra’daki konserleri için SEG’nin özel olarak görevlendirilmesi talimatını verdi. SEG, genellikle hükümet yetkilileri ve devlet misafirlerine koruma sağlamakla görevli, uzman motosikletli polislerden oluşan bir grup. İddialar, Cooper‘ın Swift’e bu korumayı sağlamak için kişisel olarak müdahale ettiğine dair. Eski Dışişleri Bakanı James Cleverly de bu iddiaları gündeme getirerek, İçişleri Bakanı’nın bu konuda açıklama yapması gerektiğini belirtti.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Taylor Swift’in Londra Konserine Devlet Desteği İddiaları Gündemde!
Cleverly, Cooper‘a hitaben, “Taylor Swift’e Londra gösterileri için SEG’nin motosikletçileri de dahil olmak üzere özel koruma sağlamak için müdahale ettiğiniz doğru mu? SEG, pop yıldızları için değil, devlete hizmet etmekle görevlidir,” diyerek sert eleştirilerde bulundu.
Lord Hermer’e Yönelik Baskı İddiaları
İngiltere’deki tartışmalar bununla sınırlı kalmadı. Londra Başsavcısı Lord Hermer‘in, Swift’in Wembley‘deki konserlerinde güvenliğin artırılması için Metropolitan Polisi’ne baskı yaptığı iddia edildi. The Sunday Times‘ın haberine göre, hükümet yetkilileri, Swift’e özel koruma sağlanması için polise müdahale etti. Bu koruma talebi, Swift’in Avusturya’da planlanan konserinde gerçekleşmeyen bir terör saldırısı alarmından sonra geldi. Ancak Metropolitan Polisi, Swift’e yönelik bir tehdit olmadığını belirlemişti.
Muhafazakar Parti’den bir sözcü, İşçi Partili bakanların bu süreçte usulsüz davrandığını iddia etti ve Cooper ile Hermer’in polis ve güvenlik servislerine baskı yapmalarıyla ilgili soruları yanıtlamaları gerektiğini söyledi.
Bakanlar İddiaları Reddediyor: Polis Operasyonel Olarak Bağımsız
İçişleri Bakanı Yvette Cooper ve hükümet yetkilileri, bu iddiaları şiddetle reddederek polisin operasyonel kararlarının tamamen bağımsız olduğunu vurguladı. Bakan Jonathan Reynolds, Taylor Swift’in gösterilerinin ekstra koruma olmaması halinde iptal edileceği tehditleriyle ilgili soruları yanıtlarken, “Bu, Metropolitan Polisi’nin operasyonel bir kararıdır,” diyerek güvenlik gerekçelerinin önemli olduğunu ve başka bir motivasyonun söz konusu olmadığını söyledi.
Bir Metropolitan Polisi sözcüsü de polis kararlarının “tehdit, risk ve zarar” değerlendirmelerine dayandığını belirtti.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Forbes Açıkladı: Taylor Swift, En Zengin Kadın Şarkıcı Oldu
Arka Planda Neler Yaşandı?
Tartışmaların temelinde, Taylor Swift’in Avusturya’nın başkenti Viyana’da vermeyi planladığı üç konserin terör saldırısı tehdidi nedeniyle iptal edilmesi yatıyor. Yetkililer, şüphelilerden birinin IŞİD‘in Horasan grubuna bağlılık yemini ettiğini ve evinde kimyasal maddeler bulunduğunu açıklamıştı. Bu olayın ardından İngiltere’de Swift’in konserlerine yönelik ek güvenlik talepleri gündeme geldi.
Ayrıca, İngiltere’deki Swift konserleri öncesinde Southport kentinde yaşanan bir saldırı, göçmen karşıtı grupların protestolar düzenlemesine neden olmuştu. Küçük kızların katıldığı bir dans kursuna yönelik bu saldırı sonrası sağ grupların Swift’in konserleri sırasında yeniden protesto düzenleyebileceği endişesi dile getirildi.
İngiltere’de Taylor Swift Fırtınası
Taylor Swift‘in konserleri etrafında dönen bu güvenlik tartışmaları, İngiltere’de siyasi bir krize dönüşmüş durumda. Bakanlar, polise baskı yapıldığı iddialarını reddederken, kamuoyu bu sürecin şeffaf yürütülmesi gerektiğini savunuyor. Swift’in dünya çapında devam eden Eras Turnesi‘nin Londra ayağı, geniş güvenlik önlemleri altında tamamlandı. Ancak bu tartışmalar, İngiltere’deki siyasi atmosferi uzun süre etkilemeye devam edecek gibi görünüyor.