ümit özdağ

Münevver Karabulut cinayeti, aradan 15 yıl geçmesine rağmen toplumsal hafızada derin izler bırakmaya devam ediyor. Kısa bir süre önce Adli Tıp’tan kesin sonuç geldi. Cem Garipoğlu’nun mezarından alınan DNA örnekleri üzerinde yapılan incelemeler sonucunda cenazenin Garipoğlu’na ait olduğu kesinleşti. Fakat bu bizleri ne kadar ikna etti…

Cem Garipoğlu

Halkın bir kesimi, Garipoğlu’nun öldüğüne inanmayarak çeşitli komplo teorileri üretiyor. “Kaçtı, yerine başkasını gömdüler, ailesi onu korudu” gibi iddialar geniş bir yankı buldu. Peki, bu teoriler neden bu kadar güçlü? 

Cem Garipoğlu’nun Ölümü Üzerine Şüpheler

Cem Garipoğlu, 3 Mart 2009 tarihinde 17 yaşındaki Münevver Karabulut’u vahşice öldürdü. Cinayetin ardından 197 gün boyunca firari olan Garipoğlu, adeta yer yarılmış gibi ortadan kayboldu. Kamuoyunda, ailesinin maddi gücünün onun kaçışını sağladığına dair yaygın bir inanç vardı. Sonunda 17 Eylül’de polise teslim edildi ve tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Cem Garipoğlu

Ancak, Garipoğlu’nun 10 Ekim 2014’teki intiharı, birçok kişi tarafından şüpheyle karşılandı. Cezaevi şartlarında böyle bir intiharın nasıl gerçekleşebileceği tartışılırken, kamuoyunun büyük bir kısmı Garipoğlu’nun gerçekten ölüp ölmediği konusunda kararsız kaldı. Bu durum, cinayet ve intiharla ilgili komplo teorilerinin hızla yayılmasına zemin hazırladı.

DNA Testi Beklentileri Karşıladı mı?

Cem Garipoğlu

Münevver Karabulut’un ailesi tarafından açılan davalar sonucu, Garipoğlu’nun mezarının açılmasına karar verildi. Mezarından alınan DNA örnekleri ailesiyle eşleştirildi.  Alınan kemik örnekleri üzerinde yapılan detaylı inceleme sonrasında, mezardaki cenazenin Cem Garipoğlu‘na ait olduğu tespit edildi. Ancak uzmanlar, sonuç çıksa bile, Garipoğlu’nun ölmediğine olan inancın zayıflamayacağını belirtiyor. Halk arasında komplo teorilerinin gücü çok daha büyük.

Komplo Teorilerinin Ardındaki İddialar

Mayasız Ayini” Teorisi

Cinayetin ardında bir ayin olduğu iddiası, Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir tarafından gündeme getirildi. Epözdemir, bu iddiayı doğrulamasa da mahkemenin üzerinde durduğu olası senaryolardan birinin bu olduğunu söyledi. Sosyal medyada bu teorinin gerçeklik payı olduğuna dair geniş bir tartışma başladı.

Çin Teorisi: Cem Garipoğlu Çin’de mi?

Cem Garipoğlu, cezaevindeyken yaptığı açıklamalarda, tahliyesinden sonra Çin’e gidip hukuk eğitimi almayı planladığını belirtmişti. Garipoğlu’nun Çince öğrenmeye başladığı, cezaevindeki diğer mahkumlar tarafından da doğrulandı. Bu bilgiler, onun intihar etmediği ve ailesinin yardımıyla yurt dışına kaçtığı iddialarını güçlendirdi. Özellikle Çin’de görüldüğü yönündeki söylentiler, bu teoriyi destekler nitelikte.

Mezar Tartışmaları: Yerine Başkasını mı Gömüldü?

Cem Garipoğlu’nun ölümünden sonra ortaya atılan bir başka teori ise, mezarına başkasının gömüldüğü yönünde. Garipoğlu’nun Mason olmak için bakire birini öldürmesi gerektiği gibi spekülasyonlar sosyal medyada geniş yankı bulmaya devam ediyor. Mezara ölen biri yerine, kimsesiz birinin gömüldüğü iddiaları da sıklıkla dile getiriliyordu…

Mezarda Kefen Neden Yok?

Avukat Rezan Epözdemir, Garipoğlu’nun mezarının açıldığı gün kefenin bulunmadığını açıkladı. Ceset bütünlüğünün olmadığını ve kefensiz bir gömülme ihtimalinin ciddi bir şüphe uyandırdığını ifade etti. Bu durum, halk arasında “mezara başkası gömüldü” iddialarını daha da güçlendirmişti.

Toplumun Komplo Teorilerine Olan Eğilimi Neden Bu Kadar Güçlü?

ümit özdağ

Tüm bu tartışmaların ardında, toplumun kurumlara duyduğu güvensizlik büyük bir rol oynuyor. Yaşar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Alper, komplo teorilerine inanmanın, devlet kurumlarına ve adalet sistemine duyulan güvensizlikten kaynaklandığını belirtiyor. Alper’e göre, yargı sistemine güvenmeyen bir toplumda, “Garipoğlu’nun kaçırıldığı” gibi teoriler daha makul hale geliyor.

“Kurumlar Güven Vermediğinde Komplo Teorileri Güçleniyor”

Dr. Alper, kurumların iyi işlememesi, rüşvet ve politik kayırmacılık gibi olayların komplo teorilerine olan inancı artırdığını söylüyor. Garipoğlu örneğinde de insanlar, böyle bir kaçışın gerçek olabileceğine daha fazla inanıyor. Bu teoriler, toplumsal şüphecilik ve güvensizlikle besleniyor.

“Kanıtlar Bile Komplonun Bir Parçası Olarak Görülüyor”

Komplo teorilerinin en büyük problemi, iddianın aksine dair bir şey gösterilememesi. Herhangi bir kanıt, teoriyi destekleyenler tarafından bile komplonun bir parçası olarak görülebiliyor. Garipoğlu’nun ölümü de bu durumun bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. İnsanlar, toplumsal sisteme duydukları güvensizlikle bu teorileri canlı tutuyor.

Sıradışı Teorilerin Cezbediciliği

Kadir Has Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Onurcan Yılmaz ise insanların yeterli bilgiye sahip olmadıkları davalarda sıradışı teorilere yönelme eğiliminde olduklarını belirtiyor. Yılmaz’a göre, bu tür teoriler insanlara kontrol hissi veriyor. Eğer bir cinayetin ardında sıradışı sebepler yatıyorsa, insanlar bunu günlük hayatlarına bir tehdit olarak görmüyor, daha büyük ve uzakta bir tehlike olarak kabul ediyor.

ümit özdağ

Gelecekte de Komplo Teorileri Devam Edecek

Doç. Dr. Yılmaz, DNA sonuçları açıklanmış olsa bile kamuoyunun komplo teorilerine sarılacağını belirtiyor. Toplumsal güven eksikliği ve şeffaflık ihtiyacı giderilmediği sürece, insanlar bu tür teorilere inanmaya devam edecek. Garipoğlu’nun mezarından DNA doğrulaması çıktı fakat bu, halkın gözündeki şüpheyi gideremeyecek.

Ayrıca Hoşunuza Gidebilir

Semih Çelik Cinayetinde Yeni Gelişmeler: Eski ve Yeni Sevgilisini Katletti

Fatih’te kasap Semih Çelik, eski ve yeni sevgililerini öldürdü. Edirnekapı surlarından başını keserek attığı İkbal Uzuner ve Eyüpsultan’da öldürdüğü Ayşenur Halil ile ilgili yeni gelişmeler ortaya çıktı.

KYK Yurdunda Yaşanan Şüpheli Ölüm: Doğuş Can Kavaklı’nın Ardındaki Sır

Samsun’da KYK yurdunda 22 yaşındaki Doğuş Can Kavaklı şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Olayla ilgili intihar iddiaları araştırılıyor.

Kayıp Samet Şeker Çorum’da Aracıyla Ölü Bulundu

Başlık Özetleri Gizle Kayıp Samet Şeker’den Acı Haber GeldiMüge Anlı’ya BaşvurulmuştuÇorum’da Büyük…

Çetaş Otomotiv Başkanı ve Galatasaray Yönetim Kurulu Üyesi Tarık Taşar Vefat Etti

Çetaş Otomotiv’in Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Taşar, geçirdiği beyin kanaması sonucu hayatını kaybetti. Taşar, otomotiv ve Galatasaray camiasının sevilen isimlerindendi.