Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi‘nde toplandı. Toplantının ardından yayımlanan bildiride, İsrail’in Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’ni istenmeyen kişi ilan ederek ülkeye girişini yasaklaması sert bir şekilde eleştirildi. İsrail’in hukuk tanımazlığıkınanırken, Türkiye’nin bu saldırılar karşısında Lübnan halkının yanında duracağı vurgulandı.
Türkiye’nin Milli Güvenlik ve Terörle Mücadeledeki Kararlılığı
Bildiride, PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ başta olmak üzere, Türkiye’nin milli birlik ve beraberliğine yönelik tüm tehditlere karşı yurt içinde ve yurt dışında yürütülen operasyonlar değerlendirildi. Suriye topraklarında yuvalanan terör örgütlerine karşı gerçekleştirilen askeri faaliyetlerin kesintisiz süreceği ve milli güvenliği tehdit eden hiçbir plana izin verilmeyeceği açıklandı. Ayrıca, Suriye’deki ihtilafın çözümü için Türkiye’nin bölgesel ve uluslararası aktörlerle işbirliğini artıracağı ifade edildi.
Irak ile Ortak Mücadele
Irak’taki terör örgütleriyle mücadelede Türkiye ve Irak’ın işbirliğini geliştirme kararlılığı bildiride bir kez daha teyit edildi. PKK/KCK-PYD/YPG gibi terör örgütlerine karşı yürütülen operasyonların devam edeceği belirtilirken, Irak halkının huzur ve güvenliğine verilen önemin altı çizildi.
İsrail’in İnsanlık Dışı Saldırıları ve Türkiye’nin Lübnan’a Desteği
MGK Bildirisi’nde, Filistin halkının bir yıldır maruz kaldığı soykırıma dikkat çekildi. Türkiye, Filistin’de kalıcı barışve ateşkesin sağlanması için uluslararası çabaların artırılması gerektiğini vurguladı. İsrail’in, çatışmaları Orta Doğu’ya yayma amacını güttüğü ve Filistin topraklarının ötesine yönelttiği saldırılar karşısında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni harekete geçmeye çağırdı. Türkiye’nin, Lübnan halkı ve hükümeti ile dayanışma içinde olacağı ve bu desteği sürdüreceği teyit edildi.
Doğu Akdeniz ve Ege’de Türkiye’nin Samimi Yaklaşımı
Bildiride, Türkiye’nin Akdeniz ve Ege Denizi’nde kalıcı istikrar sağlamak için gösterdiği samimi çabalara değinildi. Türkiye’nin, işbirliği zeminlerinin suistimal edilmesine izin vermeyeceği vurgulanarak, aklıselimle hareket etmenin en doğru tercih olduğu belirtildi.