Kuzey Kore, yaklaşan ABD başkanlık seçimleriyle ilgili önemli bir açıklama yaptı. Kuzey Kore’nin BM elçisi Song Kim, Kim Jong-un rejiminin ulusal prestijini pazarlık konusu yapmayacağını kesin bir dille vurguladı. Bu açıklama, ABD’de kasım ayında yapılacak seçimlerden sonra iktidara kim gelirse gelsin, Washington ile doğrudan bir diplomasi ihtimalinin çok düşük olduğunu gösteriyor.
Nükleer Programdan Taviz Yok
Kuzey Kore elçisi Song Kim, BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, ülkesinin nükleer silah programına olan bağlılığını bir kez daha teyit etti. Kore Yarımadası’ndaki güvenlik tehditlerinin artmasına yönelik uyarıları göz ardı eden Kuzey Kore, bu tehditlerin nükleer silahlarla dengeleneceğini savunuyor. Kim Jong-un rejimi, ülkenin güvenliği ve prestijinin asla pazarlık konusu yapılmayacağını açıkça belirtti.
Bu açıklamalar, 2019 yılında Hanoi’de yapılan ve başarısızlıkla sonuçlanan zirveden bu yana ABD ve Kuzey Korearasındaki nükleer müzakerelerin yeniden başlama olasılığını daha da azalttı.
Trump’ın Seçilmesi Durumunda Strateji Değişir mi?
Song’un açıklamaları, Donald Trump‘ın yeniden seçilmesi halinde Kuzey Kore’nin ABD ile nükleer müzakereleriyeniden başlatabileceği yönünde spekülasyonlara da kapı aralıyor. Güney Kore’ye iltica eden üst düzey bir Kuzey Koreli diplomat, Trump’ın seçilmesi halinde Pyongyang’ın yeni bir müzakere stratejisi geliştirebileceğini öne sürmüştü. Ancak Song, bu iddiaları dolaylı yoldan reddederek, Kim Jong-un rejiminin herhangi bir ABD yönetimi ile pazarlık yapmayacağını vurguladı.
“Ulusal Prestij Pazarlık Konusu Olamaz”
Song Kim’in konuşmasında dikkat çeken bir diğer nokta ise Kuzey Kore’nin ulusal prestiji ve meşru müdafaa hakkıüzerineydi. Song, “Ulusal prestijimiz, Kore halkının kanlı mücadelesiyle kazanılmıştır ve bu konu asla pazarlık edilemez.” sözleriyle, ülkesinin tavizsiz duruşunu bir kez daha dile getirdi. ABD’deki yönetim değişikliği ihtimalinin, Kuzey Kore’nin dış politikası üzerinde bir etkisi olmayacağı da net bir şekilde ifade edildi.
Kuzey Kore’nin Mevcut Tavrı
Kuzey Kore, Joe Biden yönetimi döneminde ABD ile nükleer müzakerelere dönme çağrılarını sürekli olarak reddetti. Kim Jong-un yönetimi, ABD’nin nükleer silah programlarına yönelik baskısını sert bir şekilde eleştiriyor ve bu programın tamamen meşru müdafaa amacıyla sürdürüldüğünü savunuyor.
Song, ABD’nin Kuzey Kore’ye yönelik düşmanca politikalarının, Kore Yarımadası’ndaki gerilimi artırdığını ifade ederken, nükleer silahların bu tür tehditlere karşı bir güvence olduğunu öne sürdü.
ABD İle İlişkilerde Kritik Dönem
Kuzey Kore’nin bu sert açıklamaları, ABD ile olan ilişkilerdeki belirsizliği daha da artırıyor. Washington ve Pyongyang arasındaki diplomatik süreç, son yıllarda büyük ölçüde durma noktasına geldi. Ancak Trump’ın başkanlığı döneminde, iki lider arasındaki kişisel ilişki ve diplomatik girişimler dikkat çekmişti. Trump, Kim Jong-un ile olan ilişkisini “başkanlığının en büyük başarılarından biri” olarak nitelendirmiş ve iki liderin birbirlerine mektuplar yazdığını açıklamıştı.
Bununla birlikte, Kuzey Kore’nin ABD seçim sonuçlarına ve olası yönetim değişikliğine rağmen, dış politikada herhangi bir esneklik göstermeyeceği anlaşılıyor.
