Türkiye’de son yıllarda dikkat çeken bir demografik değişim yaşanıyor. Yaşlı nüfus, son beş yılda yüzde 21 oranında artış gösterdi. 2023 verilerine göre, 65 yaş üstü nüfus 8 milyon 722 bin 806 kişiye ulaşarak, Türkiye nüfusunun yüzde 10’unu oluşturuyor. Nüfus projeksiyonları ise, 2030 yılında her 8 kişiden birinin 65 yaş üstü olacağını gösteriyor. Bu, genç nüfusun yerini hızla yaşlı nüfusa bırakacağı anlamına geliyor.

Türkiye’nin Hızla Yaşlanan Nüfusu

Gerontoloji uzmanlarına göre, Türkiye dünyanın en hızlı yaşlanan ülkelerinden biri. Son yıllarda yaşanan bu demografik değişim, ülkede acilen yaşlılık politikalarının hayata geçirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Uzmanlar, Türkiye’nin gelecekte yaşlı nüfusun artışıyla birlikte ciddi sosyal, ekonomik ve sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalacağını belirtiyor.

Prof. Dr. İsmail Tufan, NTV’ye verdiği röportajda, bu durumu şu sözlerle dile getirdi:

“Türkiye, genç bir ülke gibi davranmamalı. Yaşlı politikalarımızın olması gerekiyor. 101 milyonluk bir Türkiye’de 60 yaş üstü 30 milyon vatandaş olacak. Şimdiden hazırlıklarımızı yapmalıyız.”

Yaşlı Nüfus Artışında Gelecek Projeksiyonları

Nüfus projeksiyonlarına bakıldığında, Türkiye’nin yaşlanma oranının önümüzdeki yıllarda hızla artacağı görülüyor. 2030 yılında yaşlı nüfus oranı yüzde 12’ye, 2040’da yüzde 16’ya, 2060’da yüzde 22’ye ve 2080 yılına kadar yüzde 25’e ulaşacak. Bu projeksiyonlar, Türkiye’nin artık genç bir ülke olarak kabul edilemeyeceğini gösteriyor. Aynı zamanda, gelişmekte olan ülkelerde ortalama yaşam süresinin 5 yıl daha uzaması bekleniyor. Bu da insanların daha uzun yaşlılık dönemleri geçireceği anlamına geliyor.

Doğurganlık Hızındaki Düşüş Türkiye’nin Geleceğini Şekillendiriyor

Yaşlanma sürecine paralel olarak Türkiye’deki doğurganlık hızı da hızla düşüş gösteriyor. 2023 verilerine göre, Türkiye’nin doğurganlık hızı 1,51’e geriledi ve Avrupa Birliği (AB) ortalaması olan 1,54’ün altına düştü. Düşen doğurganlık hızı, genç nüfusun azaldığını ve yaşlı nüfusun hızla arttığını gösteren önemli bir işaret. Bu durum, demografik yapının değişmesiyle Türkiye’nin gelecekte karşılaşacağı sosyal ve ekonomik zorluklara da işaret ediyor.

Yaşlı Politikalarının Önemi

Uzmanlar, Türkiye’nin hızla yaşlanması karşısında yaşlılık politikalarının hızla devreye sokulması gerektiğini vurguluyor. Yaşlı nüfusun artışı, sosyal güvenlik sistemlerini zorlayabilir, sağlık hizmetlerine olan talebi artırabilir ve emeklilik sistemlerini sürdürülemez hale getirebilir. Bu nedenle, Türkiye’nin hem ekonomik hem de sosyal açıdan daha sürdürülebilir yaşlılık politikaları geliştirmesi büyük bir zorunluluk haline geliyor.

“Yaşlılık dönemine daha fazla yatırım yapmalıyız. Teknoloji ve sağlık hizmetlerine yönelik çözümler, yaşlılık politikalarının merkezinde yer almalı.”

Yaşlılık dönemi sadece bireysel bir sorun değil, toplumsal bir meseledir. Türkiye’nin gelecekte bu zorluklarla başa çıkabilmesi için bugünden tedbir alması gerekiyor.