ABD Başkanı Trump’tan Seçim Kampanyasında Sert Açıklamalar
Donald Trump, seçim kampanyasında yaptığı konuşmada dünya siyasetini sarsacak açıklamalarda bulundu. CNN’nin özel haberine göre Trump, Rusya lideri Vladimir Putin’e “Ukrayna’ya girersen Moskova’yı yerle bir ederim” dediğini açıkladı.
Üstelik bu tehdit sadece Moskova ile sınırlı kalmadı. Eski Başkan, benzer bir ifadeyi Çin lideri Şi Cinping için de kullandığını belirterek, “Tayvan’a saldırırsan Pekin’i bombalarız” dediğini aktardı. Trump’a göre bu ifadeler, Rusya ve Çin’i ciddi şekilde düşündürmeye yetti.
Bu açıklamalar, sadece iç politikada değil, küresel diplomasi açısından da büyük yankı uyandırdı.
“Moskova’yı Yerle Bir Ederim” Tehdidi: Ukrayna Üzerinden Rusya’ya Gözdağı
Donald Trump, Ukrayna krizine ilişkin sözlerinde oldukça iddialı bir dil kullandı. Rusya’nın Ukrayna üzerindeki baskılarını hatırlatan Trump, “Putin’e dedim ki: Ukrayna’ya saldırırsan Moskova’yı bombalarım. O bana inanmadığını söyledi ama bence yüzde 10 kadar inandı” sözleriyle dikkat çekti.
Bu açıklama, Trump’ın sadece iç politikaya yönelik değil, aynı zamanda dış politikada da agresif bir strateji izlediğini ortaya koyuyor.
Pekin İçin de Sert Uyarı: “Tayvan’a Dokunursan Bombalarız”
Tayvan meselesi üzerinden Çin’i de hedef alan Trump, bu kez rotasını Pekin’e çevirdi. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile yaptığı görüşmeye değinen Trump, “Ona Tayvan’a saldırırsan Pekin’i bombalarız dedim. Beni deli sandı ama sorun yaşanmadı” ifadelerini kullandı.
Bu sözler, Çin ile ABD arasında süregelen Çin-Tayvan anlaşmazlığı bağlamında dikkatle değerlendirilmesi gereken türden. Trump’ın Tayvan’a yönelik net desteği, Çin’le ilişkileri daha da germeye aday.
Çin-Tayvan Gerilimi: Tarihten Günümüze Süregelen Kriz
Çin-Tayvan anlaşmazlığı, yalnızca günümüzün değil, uzun yıllardır süregelen tarihi bir mesele. 1949 yılında Mao Zedong’un önderliğindeki Çin Komünist Partisi, iç savaşı kazanarak Çin Halk Cumhuriyeti’ni kurdu. Bu süreçte savaşı kaybeden Çin Milliyetçi Partisi (Koumintag) ise Tayvan’a çekilerek burada Çin Cumhuriyeti’nin devam ettiğini ileri sürdü.
O tarihten bu yana Tayvan, fiili olarak bağımsız bir yönetimle idare ediliyor. Ancak Çin, Tayvan’ın kendi toprağı olduğunu savunuyor ve zaman zaman bu konudaki kararlılığını askeri manevralarla gösteriyor.
Son yıllarda Pekin yönetimi, Tayvan üzerindeki baskısını ciddi biçimde artırdı. Çin hükümeti, gerekirse askeri güç kullanarak Tayvan’ı ana karayla birleştireceğini sıkça dile getiriyor.
Trump’ın Sözleri Dünya Gündemini Sarsabilir
Trump’ın hem Rusya hem de Çin için kullandığı bu sert ifadeler, küresel güç dengeleri açısından oldukça kritik. Şayet bu söylemler bir dış politika duruşunun yansımasıysa, ABD-Rusya ve ABD-Çin ilişkilerinde yeni bir kriz dalgası başlayabilir.
Ancak bazı analistlere göre Trump’ın bu açıklamaları, seçim kampanyasında sert lider imajı çizmek amacıyla yapılmış olabilir. Her halükarda, bu ifadeler dünya basınının gündeminden düşmeyecek gibi görünüyor.