Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 10. Yargı Paketi ile birlikte cezasızlık algısını ortadan kaldıracak düzenlemeleri kamuoyuna duyurdu. Yapılan açıklamaya göre artık cezası az olan suçlarda bile hükümlüler belirli bir süreyi mutlaka cezaevinde geçirecek. “1 yıl ceza alan bir kişi en az 18 gün cezaevinde kalacak” diyen Tunç, adalet sistemine olan güvenin yeniden tesisi için atılan bu adımın büyük önem taşıdığını vurguladı.
Denetimli Serbestlikte Yeni Dönem
Adalet Bakanı Tunç, Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde düzenlenen “Ceza Hukukçuları ile Akademik Değerlendirme Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, denetimli serbestlik sisteminin cezasızlık anlamına gelmediğinin altını çizdi.
Denetimli serbestlik, bireylerin toplumla uyum içinde yaşamalarını sağlayan etkin bir infaz yöntemi olarak tanımlandı. Bugüne kadar 8 milyon 464 bin karar infaz edilirken, 3 milyon 628 bin iyileştirme faaliyeti gerçekleştirildi. Ayrıca bağımlılıkla mücadeleye yönelik 1 milyon 478 bin, kamuya yararlı işlerde 1 milyon 449 bin görev verilmiş durumda. Çevreci çalışmalarda ise 2 milyon 400 bin fidan toprakla buluşturuldu.
Yeni Düzenlemede Cezalar Artık Kağıt Üzerinde Kalmayacak
Tunç, özellikle toplumda oluşan “ceza alan cezaevine girmiyor” algısının yıkılmasının hedeflendiğini belirtti. Eski düzenlemelerde, 2 yıl ceza alan bir kişi koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik süreciyle cezaevine hiç girmeden özgürlüğüne kavuşabiliyordu. Ancak 10. Yargı Paketi ile birlikte bu durum değişiyor.
Yeni düzenlemeye göre:
- 2 yıl ceza alan kişi en az 36 gün cezaevinde kalacak.
- 1 yıl ceza alan, minimum 18 gün hapis yatacak.
- 6 ay ceza alanlar ise en az 9 gün cezaevinde olacak.
Bu yeni uygulama ile birlikte her ceza bir şekilde infaz kurumunda karşılık bulacak. Böylece suç işleyen kişi cezayla yüzleşecek ve toplum vicdanı da rahatlatılacak.
Üniversitelerle İş Birliği Genişliyor
Adalet Bakanlığı, denetimli serbestlik uygulamalarında akademik desteği artırmak amacıyla 160’tan fazla üniversiteyle iş birliği protokolü imzaladı. Bu iş birlikleri çerçevesinde:
- Bireysel danışmanlık hizmetleri,
- Grup terapileri,
- Bağımlılıkla mücadele programları,
- Kamu yararına hizmetlerde görev alma gibi birçok faaliyet yürütülüyor.
Bu yaklaşım sayesinde hem hükümlülerin topluma kazandırılması hedefleniyor hem de yeniden suç işleme oranı düşürülmeye çalışılıyor.
Toplumda Güven ve Adalet Algısı Güçlendiriliyor
Cezasızlık algısının kırılması, yargı sisteminin toplum nezdindeki meşruiyetini artırıyor. Artık hiçbir suçun karşılıksız kalmadığı bir hukuk düzeni hedefleniyor. Bu bağlamda 10. Yargı Paketi’nin en çarpıcı yönlerinden biri, küçük cezaların bile mutlaka ceza infaz kurumlarında geçirilecek süre içermesi oldu.
Bu adım, sadece cezaevi sürecini değil; kişinin hayatına müdahale eden, toplumsal düzeni sağlayan bir denetim mekanizmasının da parçası olarak değerlendirilmekte.
Yeni Dönemde Topluma Mesaj Net: Suçun Karşılığı Olacak
Adalet Bakanı Tunç’un açıklamaları, reform niteliğindeki bu düzenlemenin sadece teknik bir değişiklik olmadığını; aynı zamanda topluma verilen güçlü bir mesaj olduğunu da ortaya koyuyor: “Hiçbir suç cezasız kalmayacak.”
Yargı sisteminin caydırıcılığı, adaletin tesisi ve mağdurların iç huzuru için bu değişikliklerin hayata geçirilmesi, toplumsal barış açısından da büyük bir kazanım olarak görülüyor.