Keşmir, bir kez daha Hindistan ile Pakistan arasındaki tansiyonun sıcak çatışmaya dönüştüğü yer oldu. Gece boyunca devam eden ağır silahlı çatışmalarda iki ülke toplamda 45 can kaybı verdi. Taraflardan gelen resmi açıklamalara göre; Pakistan 31 sivilin, Hindistan ise 13 sivil ve 1 askerin yaşamını yitirdiğini duyurdu. Keşmir’deki bu son gelişme, iki ülke arasında onlarca yıldır süren kronik krizin yeniden alevlendiğini gözler önüne seriyor.
Gerilim Yine Zirvede: Sınırdaki Temas Savaşa Dönüştü
İki ülke arasında son günlerde artan siyasi ve askeri gerilim, bu gece Keşmir sınırı boyunca tırmanarak sıcak çatışmaya evrildi. Özellikle Hindistan’ın Pakistan topraklarına düzenlediği füze saldırısı, süreci daha da kritik hale getirdi. Bu saldırının ardından kameralar karşısına geçen Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, oldukça net ve sert ifadeler kullandı:
“Şehitlerimizin kanının her damlasının intikamını alacağız.”
Bu açıklama, bölgede yeni ve daha büyük çatışmaların habercisi olabilir.
Terörle Mücadele mi, Savaş Provokasyonu mu?
Yeni Delhi yönetimi, Keşmir’de yaşanan bu son çatışmayı bir “terörle mücadele operasyonu” olarak nitelendiriyor. Hindistan, iki hafta önce ülke içinde onlarca sivilin hayatını kaybettiği terör saldırısından Pakistan’ı sorumlu tutuyor. Buna karşılık İslamabad, bu suçlamaları “asılsız ve provokatif” olarak tanımlayarak kesin bir dille reddediyor.
Söz konusu saldırılar, sadece terörle mücadele kapsamında mı yapılıyor yoksa bu adımlar yeni bir savaşın fitilini mi ateşliyor? Bu soru, şu an hem bölge halkının hem de dünya kamuoyunun aklında yankılanıyor.

Beş Savaş Uçağı Düşürüldü İddiası
Çatışmaların şiddeti, sadece sınır hattıyla sınırlı kalmadı. Pakistan ordusu, gece boyunca yaşanan çatışmalarda 5 Hint savaş uçağını düşürdüklerini öne sürdü. Bu iddiaya dair Yeni Delhi yönetiminden resmi bir açıklama gelmedi, ancak AFP’ye konuşan üst düzey bir Hint yetkili, üç savaş uçağının Hindistan topraklarına düştüğünü doğruladı.
Bu durum, çatışmaların konvansiyonel sınırları aşabileceğine işaret ediyor.
Keşmir: Bitmeyen Çatışmaların Adresi
1947 yılında İngiltere’nin Güney Asya’dan çekilmesiyle başlayan Keşmir krizi, bugün hâlâ çözülmemiş en hassas uluslararası anlaşmazlık konularından biri olmayı sürdürüyor. Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu bu stratejik bölgede hem Hindistan hem Pakistan egemenlik hakkı iddia ediyor.
Bölge halkı ise yıllardır iki ülkenin siyasi çatışmalarının ortasında yaşam mücadelesi veriyor. Okullar kapanıyor, insanlar evlerinden çıkamıyor ve her çatışma yeni trajedilere kapı aralıyor.
Uluslararası Toplum Sessizliğini Koruyor
Tüm bu gelişmelere rağmen, uluslararası toplumdan henüz güçlü bir tepki veya arabuluculuk girişimi gelmiş değil. Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi kuruluşlardan gelen açıklamalar ise oldukça genel ifadelerle sınırlı kalıyor. Bu sessizlik, bölge halkının kaderini yalnızca askeri güçlere terk ediyor.
Geleceğe Dair Korkular Artıyor
Her geçen gün daha fazla masumun hayatını kaybettiği Keşmir, hem Hindistan hem Pakistan için artık sadece bir egemenlik meselesi değil; aynı zamanda büyük bir insanlık krizi haline gelmiş durumda. Taraflar birbirini suçlamaya devam ederken, halkın çektiği acılar daha görünmez hale geliyor.
Keşmir’de yaşanan bu son çatışma, her iki ülkenin de daha büyük askeri adımlar atabileceğinin habercisi olabilir. Eğer diplomatik yollar tekrar açılmazsa, Güney Asya’da yeni bir savaş kaçınılmaz hale gelebilir.