Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, geçmişte sarf ettiği sert sözlerle hafızalara kazınan bir Kanal İstanbul muhalifiydi. “1 milyon ağaca kendimizi zincirleriz” çıkışı, o dönem sadece çevreci bir duyarlılığı değil, aynı zamanda iktidarın “mega proje” anlatısına karşı duran bir siyasi iradeyi temsil ediyordu. Ancak bugün gelinen noktada, Kurtulmuş artık o projenin yasama organının en tepe ismi konumunda.
Kanal İstanbul’a Sert Muhalefet
2011 seçimleri öncesinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Kanal İstanbul projesini “çılgın proje” olarak tanıttığında, en sert tepkilerden biri dönemin HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’tan geldi. TV8 ekranlarında Erkan Tan’ın programına katılan Kurtulmuş, projenin “hayal” olduğunu, uygulanabilirliğinin olmadığını ve çevresel yıkım yaratacağını ifade etti.
Kurtulmuş’un o dönem yaptığı açıklamalar oldukça çarpıcıydı:
“Kanal İstanbul’un bir sürü yanlışı var. Olabilirliği olmayan bir konu. Zannediyorum, Başbakan bunu seçim kampanyası başlangıcında tartıştırıp, sonunda unutacak.”
Ayrıca, projenin etrafında kurulacak yeni yerleşim alanlarının İstanbul’a 6-7 milyonluk yeni bir nüfus yükü getireceğini vurgulayan Kurtulmuş, bu durumun hem ekolojik dengeyi hem de şehir altyapısını tehdit edeceğini savunmuştu.
“Her Ağaca Bir Has Partili Bağlarız”
Kurtulmuş’un en çok dikkat çeken ifadelerinden biri ise çevreye ilişkin duyarlılığını sergilediği şu cümle olmuştu:
“1 milyon ağaca kendimizi zincirleriz, ağaçlarla beraber bizi de keserler. Her ağaca bir Has Partiliyi bağlarız, orada tabiat yıkımının yapılmasına mani oluruz.”
Bu söylem, projenin sadece teknik değil, aynı zamanda ahlaki ve çevresel bir sorumluluk gerektirdiğini savunan bir bakışı yansıtıyordu. Aynı zamanda, dönemin Başbakanı Erdoğan’ı, belediye başkanlığı döneminde ağaç kesilmesine karşı çıkan bir liderken, şimdi milyonlarca ağacın kesilmesine göz yummakla suçluyordu.
AK Parti’ye Geçiş ve Siyasi Dönüşüm
Ancak zamanla Türkiye siyasetinde rüzgâr yön değiştirdi. 2012 yılında HAS Parti’nin kapanışı ile birlikte Kurtulmuş ve birçok partili AK Parti saflarına geçti. Erdoğan’ın elinden rozetini alarak yeni siyasi kimliğine bürünen Kurtulmuş’un, geçmişte söyledikleri ise birer arşiv kaydı olarak kaldı.
HAS Parti’nin son kongresinde “İnandığımız değerleri bir kostüm gibi çıkartmayacağız” diyerek konuşan Kurtulmuş’un bu sözleri, bugünle kıyaslandığında büyük bir çelişkiyi de beraberinde getiriyor. Zira geçmişte “Adaletsiz Kalkınma Partisi” dediği AK Parti, artık onun siyasi çatısı haline gelmiş durumda.
Sözler Unutulsa da Arşiv Unutmaz
Bugün TBMM Başkanı olarak görev yapan Kurtulmuş’un geçmişteki sözleriyle bugünkü pozisyonu arasındaki tezat, kamuoyunun dikkatinden kaçmıyor. Siyasi pozisyonlar ve ittifaklar değişebilir ancak toplumun hafızasında kalan sert çıkışlar, bir liderin inandırıcılığını her zaman yeniden sorgulatır.
Kurtulmuş’un geçmişte sarf ettiği ifadeler, yalnızca Kanal İstanbul’a değil, o günün iktidar partisine dair ağır eleştiriler içeriyordu. Örneğin:
- “İsrail en büyük zaferini AKP sayesinde kazandı.”
- “Adaletsiz Kalkınma Partisi.”
- “En büyük sorunumuz içimizdeki gizli ve sinsi AKP’lilerdir.”
Bu cümlelerin bugün hala arşivlerde duruyor olması, geçmişin kolay kolay silinemeyeceğini bir kez daha gösteriyor. Kanal İstanbul’un geleceği kadar, geçmişteki bu açıklamaların nasıl değerlendirileceği de siyaset tarihinin önemli sorularından biri olarak kalacak.