TÜRK-İŞ’in Nisan 2025 raporu, Türkiye’deki çalışanların yaşadığı geçim sıkıntısını bir kez daha gözler önüne serdi. Rapor, dört kişilik bir aile için açlık sınırının 24.035 TL’ye, yoksulluk sınırının ise 78.291 TL’ye yükseldiğini ortaya koydu. Bu veriler, hayat pahalılığının artık sadece yoksul kesimleri değil, orta sınıfı da hızla etkilediğini kanıtlar nitelikte.
Temel Gıdaya Erişim Artık Lüks Sayılıyor
Her ay düzenli olarak açıklanan TÜRK-İŞ raporuna göre, sadece gıda için yapılması gereken asgari harcama tutarı, yani açlık sınırı, bir önceki aya göre 420 TL artarak 24 bin TL’yi aştı. Bu artış, yıllık bazda yüzde 35,6’ya, ortalama yıllık artış ise yüzde 51,58’e ulaştı. Ankara özelinde yapılan araştırmada, dört kişilik bir ailenin yalnızca sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için gereken aylık harcama tutarı bu seviyeye ulaşırken, diğer tüm harcamalar dahil edildiğinde yoksulluk sınırı neredeyse 80 bin TL’ye dayandı.
Bekar Bir Çalışanın Yaşam Maliyeti de 31 Bini Geçti
Bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti, Nisan 2025 itibarıyla 31.142 TL olarak açıklandı. Bu veri, asgari ücretin yaşam maliyetinin çok altında kaldığını açıkça ortaya koyuyor. Özellikle tek gelirli ailelerin, temel ihtiyaçlarını karşılamada ciddi zorluklar yaşadığı bir döneme girildiği görülüyor.
Gıda Fiyatlarındaki Artış Durdurulamıyor
Raporda yer alan en dikkat çekici verilerden biri de mutfak enflasyonu oldu. Gıda harcamaları bir ayda yüzde 1,78 oranında artarken, yılın ilk dört ayında toplamda 1.904 TL’lik bir ek yük aile bütçesine bindi. Bu da temel tüketim ürünlerine yapılan zamların hız kesmeden devam ettiğini ve hanelerin alım gücünü her geçen gün daha da azalttığını gösteriyor.
Enflasyonun Gölgesinde Ezilen Hane Gelirleri
Her ne kadar resmi açıklamalarda enflasyonun kontrol altına alınmaya çalışıldığı belirtilse de, sahadaki veriler farklı bir tablo çiziyor. Gerçek enflasyon, özellikle gıda ve kira gibi temel kalemlerde, açıklanan ortalamaların çok üzerinde seyrediyor. Bu durum da fakirlik sınırı altındaki yaşam koşullarının toplumun büyük kesimini içine almaya başladığını ortaya koyuyor.
Sosyal Yardımlar Çare Olmuyor
Gelir düzeyi düşük haneler için uygulanan sosyal yardım politikaları, geçim krizini hafifletmeye yetmiyor. Çünkü bu yardımlar genellikle geçici çözümler sunuyor ve temel ihtiyaçların sürdürülebilir şekilde karşılanmasına katkı sağlayamıyor. TÜRK-İŞ, ücretlerin sadece enflasyon oranlarına göre belirlenmemesi, gelir adaleti temelinde yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Tek Gelirli Haneler En Büyük Risk Grubunda
Raporun altını çizdiği bir başka gerçek de, hanelerin çoğunda yalnızca bir kişinin çalışıyor olması. Böyle bir yapıda, 24 bin TL’lik açlık sınırına dahi ulaşılamaması, özellikle çocuklu aileler açısından ciddi bir sosyal risk doğuruyor. Asgari ücretle çalışan bir bireyin, tüm haneyi geçindirmesinin artık neredeyse imkânsız olduğu belirtiliyor.
Tablonun Karanlığı: Orta Sınıf da Erozyona Uğruyor
Yalnızca düşük gelir grupları değil, yıllar boyunca alım gücünü koruyabilmiş olan orta sınıf da hızla eriyor. Artan kiralar, okul masrafları, ulaşım giderleri ve sağlık harcamaları bu sınıfı da yoksullaşma sarmalına doğru çekiyor. Son bir yılda orta gelir grubundaki birçok hanenin ya borçlandığı ya da tüketiminden ciddi oranda kısarak yaşamını sürdürmeye çalıştığı raporlandı.
TÜRK-İŞ Ne Talep Ediyor?
Raporun sonuç kısmında, ücretlerin yalnızca fiyat artışlarına değil, yaşam maliyetlerine göre şekillendirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Gelir politikaları yeniden düzenlenmeden, kalıcı bir iyileşme sağlanamayacağı belirtiliyor. Ayrıca, toplumun geneline yayılan bu ekonomik baskının sadece asgari ücret artışıyla çözülmeyeceği, yapısal reformlara ihtiyaç duyulduğu dile getiriliyor.