Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) Şefi Cemi’i Can Deliorman, klasik müziğin en köklü sahnelerinden biri olan Bolşoy Tiyatrosu’nda konser yöneten ilk Türk şef olarak adını müzik tarihine altın harflerle yazdırdı. Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde gerçekleştirilen bu prestijli performans, sadece Türkiye için değil, dünya klasik müzik sahnesi adına da önemli bir kilometre taşı oldu.
Bolşoy Tiyatrosu’nda Bir İlk: Türk Şefin Zaferi
Moskova Paskalya Festivali, bu yıl 24. kez düzenlendi ve ilk defa Bolşoy Tiyatrosu gibi efsanevi bir sahnede sanatseverlerle buluştu. Festivalin kurucusu ve dünyaca ünlü maestro Valeri Gergiev ile aynı sahneyi paylaşan Cemi’i Can Deliorman, Glinka’nın “Ruslan ve Lyudmila Operası”nı yönetti. Bu muazzam konser, Mariinski ve Bolşoy Tiyatroları Birleşik Senfoni Orkestrası tarafından seslendirildi.
Deliorman’ın Uluslararası Müzik Yolculuğu
Cemi’i Can Deliorman, sadece bu performansla değil, son yıllarda gösterdiği uluslararası başarılarla da öne çıkıyor. Geçtiğimiz yıl, St. Petersburg’daki Mariinski Tiyatrosu’nda yönettiği 18 konserde, Türk bestecilerin eserlerine yer vererek Türk müzik mirasını dünyaya taşıdı. Bu çabası, klasik müzikte kültürel köprüler kuran vizyoner bir sanatçı profili çizmesine katkı sağladı.
Unutulmaz Bir Deneyim: Gergiev ile Aynı Sahne
Konser sonrası duygularını paylaşan Deliorman, “Paskalya Festivali’nin açılışında efsanevi Maestro Gergiev ile aynı sahneyi paylaşmak unutulmaz bir deneyim. Onur duydum ve minnettarım” sözleriyle sahnedeki bu tarihi anı özetledi. Bu sözler, sadece kişisel bir mutluluğun değil, Türk klasik müziği adına duyulan gururun da ifadesiydi.
Festivalde Çaykovski Coşkusu
Bu yılki festivalin bir diğer anlamlı yanı ise Çaykovski’nin doğumunun 185. yılına denk gelmesi oldu. Rusya’nın en önemli kültürel etkinliklerinden biri olan festival, 2002 yılında Valeri Gergiev ve Moskova yönetimi iş birliğiyle hayata geçirildi. 2003’ten bu yana ise her yıl daha da büyüyerek Rusya genelinde kutlanıyor.
Sanatta Sınırları Aşan Bir Türk Sanatçı
Cemi’i Can Deliorman, sadece bir orkestra şefi değil, aynı zamanda kültürel temsil gücü yüksek bir sanat elçisi. Bolşoy Tiyatrosu gibi sembol bir mekânda sahne alması, hem genç Türk müzisyenlere ilham kaynağı oldu hem de Türkiye’nin sanattaki uluslararası görünürlüğünü artırdı.