Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), bir yandan mitinglerle erken seçim çağrısını yükseltirken, diğer yandan Halkçılık Programı adıyla yürüttüğü yeni parti programı çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. CHP kurmayları, parti programının iktidar döneminde doğrudan hükümet programı olarak kullanılabileceğini belirtiyor.
Gölge Kabine Raporlarını Tamamlıyor
CHP Genel Merkezi’nden edinilen bilgilere göre, Gölge Bakanlık sistemi kapsamında hazırlanan ilk politika raporlarının Mayıs başına kadar tamamlanması hedefleniyor. Kurmaylar, “Örgütlerin il ve ilçe danışma kurulları raporları alındı. Bu çerçevede Gölge Kabine çalışmalarını hızlandırdı. Mayıs ayında ise bu raporların, kurulacak olan Cumhurbaşkanlığı Çalışma Ofisleri’ne aktarılması planlanıyor” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanlığı Ofisleri Mayıs’ta Açılacak
Yeni dönemde parti içi organizasyon yapısında da dönüşüm öngörülüyor. Bazı CHP yöneticilerinin genel merkezdeki görevlerine devam etmesi, bazı isimlerin ise Cumhurbaşkanlığı Çalışma Ofislerine geçmesi planlanıyor. Bu ofislerde dışarıdan uzmanların da görev alacağı, isimlerin ise ilerleyen süreçte netleşeceği bildirildi.
Program Kurultayı Eylülde Gündemde
CHP, daha önce Kasım 2025 için planladığı parti program kurultayını, yeni takvime göre Eylül ayında yapmayı düşünüyor. “Yeni programımız, partimizin uzun vadeli iktidar hedeflerinin yol haritası olacak” diyen kurmaylar, programın aynı zamanda Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı kampanyasının temel dayanağı olacağını belirtti.
Kurmaylar, “Sayın İmamoğlu tutuklu olsa da süreci dışarıdan gönderdiği notlarla aktif biçimde destekliyor. Seçim kampanyasında programla uyumlu, net ve uygulanabilir vaatler hazırlanacak” ifadelerini kullandı.
“Kayyum Tartışmalarını Olağanüstü Kurultayda Geride Bıraktık”
Partinin 6 Nisan’da yaptığı olağanüstü kurultay sonrasında kamuoyunda konuşulan “CHP’ye kayyum atanabilir” iddialarını da değerlendiren parti yetkilileri, “Bu tartışmalar, delegelerimizin iradesiyle sona ermiştir. Artık bu tür söylemler yalnızca ‘çamur at, izi kalsın’ anlayışıyla yürütülen karalama kampanyalarından ibaret. Hukuki açıdan da siyasi açıdan da bir karşılığı yok” açıklamasını yaptı.