ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin’e yönelik açıkladığı yeni gümrük tarifeleri sonrası, Pekin’den beklenen tepki gecikmedi. Çin yönetimi, ABD menşeli ürünlere uygulanan ek gümrük vergisini yüzde 34’ten yüzde 84’e çıkardığını duyurdu. Misilleme niteliği taşıyan bu adımın 10 Nisan 2025 itibarıyla yürürlüğe gireceği açıklandı.
Bu gelişme, iki ekonomi devi arasındaki ticaret restleşmesinin yeniden kızıştığını gösteriyor. Uzmanlara göre, uygulanan yüksek oranlı vergiler sadece karşılıklı ekonomik zarar doğurmakla kalmayacak, aynı zamanda küresel piyasalarda da dalgalanmalara neden olacak.
Trump’tan Rekor Seviyede Tarife: Çin’e %104
Trump yönetimi, bu sabah itibarıyla çok sayıda ülkeye yönelik yeni gümrük düzenlemelerini yürürlüğe soktu. Ancak en dikkat çeken adım, doğrudan Çin’e yönelik olarak uygulanan %104 oranındaki gümrük tarifesi oldu. Daha önce belirlenen %54’lük verginin üzerine gelen ek %50 ile birlikte Çin menşeli ürünler için ithalat ciddi biçimde zorlaştırılmış oldu.
Trump’ın bu hamlesi, “Amerikan üretimini koruma” politikası çerçevesinde değerlendiriliyor. Ancak Çin’in buna hızlı ve etkili bir karşılık vermesi, karşılıklı ekonomik güç gösterisinin daha da büyüyeceğine işaret ediyor.
Pekin: Ekonomik Şoklara Karşı Hazırlıklıyız
Çin Başbakanı Li Qiang, ABD’nin aldığı kararın ardından yaptığı açıklamada, ülkesinin dış kaynaklı ekonomik baskılara karşı koyabilecek donanıma sahip olduğunu vurguladı. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile yaptığı görüşmede de bu güveni tekrarlayan Li, “2025 büyüme hedeflerimiz konusunda iyimseriz” ifadelerini kullandı.
Li ayrıca, Çin’in bu yılki makroekonomik politikalarının küresel belirsizlikleri dikkate alarak oluşturulduğunu ve sağlam zemine oturtulduğunu belirtti. Pekin, ekonomik planlamasını dış şoklara dayanıklı bir yapı üzerine kurduğunu net bir şekilde ifade ediyor.
Karşılıklı Tarifeler Küresel Ekonomi İçin Risk
Ticaret savaşlarının yeniden alevlenmesiyle birlikte, finansal piyasalar ve uluslararası şirketler bir kez daha tedirgin bir bekleyiş içine girdi. Uzmanlar, tedarik zincirlerinde bozulma, maliyet artışı ve fiyat enflasyonu gibi risklerin hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ekonomiler için ciddi tehditler oluşturduğunu belirtiyor.
Ticaret politikalarında bu kadar sert ve ani hamlelerin yapılması, ekonomik diplomasi yerine doğrudan baskı mekanizmalarının tercih edildiğini gösteriyor. Bu da yalnızca Çin ve ABD’yi değil, aradaki ticaretten dolaylı yoldan etkilenen çok sayıda ülkeyi ilgilendiriyor.
AB Gelişmeleri Endişeyle İzliyor
Avrupa Birliği yetkilileri, iki büyük ekonomik gücün sertleşen tavırları karşısında tarafsız ve dengeleyici bir pozisyon alma arayışında. AB’den yapılan açıklamalarda, bu tür yüksek vergi uygulamalarının küresel ekonomiye zarar vereceği ve ticaret dengesizliklerini büyüteceği vurgulandı.
Özellikle Almanya ve Fransa gibi sanayi devi ülkelerin, bu süreçten dolaylı olarak etkilenme olasılığı oldukça yüksek. Çin ve ABD’ye yapılan ihracatın sekteye uğraması, Avrupa’daki üretim hacmini de olumsuz etkileyebilir.
Yeni Ticaret Dönemi Sert Başladı
Donald Trump’ın yeniden göreve gelmesiyle birlikte başlattığı dış ticaret hamleleri, ilk dönemini aratmayan bir sertlikle uygulanıyor. Çin’e getirilen %104’lük gümrük vergisi ve hemen ardından gelen %84’lük misilleme, ticaret politikalarının diplomasi değil yaptırımlarla yürütüleceğini ortaya koyuyor.
Önümüzdeki günlerde hem Washington hem de Pekin’den daha fazla yaptırım, vergi düzenlemesi ve politik açıklama gelmesi bekleniyor. Bu da yatırımcıların ve uluslararası şirketlerin güvensizlik ortamında hareket etmesine neden olabilir.