İsrail’in önde gelen gazetelerinden Haaretz, Türkiye’nin Suriye politikası, İsrail’le ilişkileri ve ABD ile diplomatik hamleleri üzerine kapsamlı bir analiz yayımladı. Gazetenin Ortadoğu analisti Zvi Bar’el imzalı yazıda, Ankara’nın Suriye’de şekillenen yeni ordu yapılanmasında söz sahibi olmayı hedeflediği, bu stratejinin ise İsrail’in bölgedeki etkisini sınırlandırmayı amaçladığı ileri sürüldü.
350 Bin Kişilik Yeni Ordu Kuruluyor
Analize göre, Suriye’de kurulması planlanan 350 bin kişilik yeni ordu, yalnızca askeri bir yapı değil; aynı zamanda siyasi ve diplomatik anlamda yeni bir denge kurma aracı olarak görülüyor. Haaretz’e göre bu yapı, Türkiye ile Suriye arasında, ABD-İsrail ilişkisine benzer bir modelin temellerini atabilir. Türkiye’nin ordu üzerindeki etkisi, silah tedarikinden stratejik kararların belirlenmesine kadar geniş bir alanı kapsayacak.
Türkiye, Trump Yönetimiyle Temas Kurmaya Hazırlanıyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, yakın zamanda Donald Trump ile bir görüşme yapmasının beklendiği belirtilen analizde, bu temasın en önemli gündem maddesinin Suriye’ye yönelik ABD yaptırımlarının kaldırılması olacağı öne sürüldü. Haaretz’e göre Türkiye, Trump yönetiminin Suriye’deki Amerikan varlığını azaltma hedefiyle uyumlu bir askeri yapı kurarak, ABD-Türkiye ilişkilerinde yeni bir sayfa açmayı planlıyor.
Kürtler ve Dürziler Üzerinden Dengeler Değişiyor
Analizde, İsrail’in Suriye’deki Dürzilerle kurduğu ilişkiler ve Kürt güçlerine verdiği destek, Türkiye açısından tehdit olarak değerlendiriliyor. Ankara’nın bu güçlerin etkisini azaltmak amacıyla yeni Suriye ordusunu desteklediği ve bu süreçte doğrudan Trump’la temas kurmak istediği vurgulanıyor. Böylece Türkiye, sadece askeri değil, diplomatik ve jeopolitik bir üstünlük de sağlamayı hedefliyor.
Fidan’ın Açıklaması Dikkat Çekti
Haaretz, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, İsrail’in Suriye’nin Hums kentindeki T4 hava üssüne düzenlediği saldırı sonrası yaptığı “İsrail’le karşı karşıya gelmek istemiyoruz” açıklamasına da geniş yer verdi. Gazeteye göre bu açıklama, Türkiye’nin Suriye’deki gerilimi büyütmek yerine, dengeleyici bir aktör olarak öne çıkmak istediğini gösteriyor. Fidan’ın sözleri, Ankara’nın artık sadece sahada değil, diplomatik platformlarda da etkili bir pozisyon benimsediğinin göstergesi olarak yorumlandı.
Suriye’deki Yeni Ortaklıklar
Haaretz, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Avrupa Birliği gibi aktörlerin de yeni Suriye yönetimini desteklediğine dikkat çekti. Ancak Türkiye’nin bu destekten farklı olarak, askeri ve kurumsal altyapıya doğrudan müdahil olduğunu ve bu nedenle Suriye ile özel ve ayrıcalıklı bir ilişki kurduğunu ifade etti. Analize göre bu ilişki, Türkiye’nin Ortadoğu’daki bölgesel konumunu da yeniden tanımlıyor.
ABD ile İş Birliği Kapısı Yeniden Aralanıyor
Bar’el’in analizine göre, Erdoğan yönetimi geçmişte Biden yönetimine sunduğu IŞİD’le mücadelede aktif rol üstlenme teklifini yeniden masaya getirmeye hazırlanıyor. Ancak bu sefer muhatap Trump. Eğer bu plan kabul görürse, Türkiye yalnızca Suriye’de değil, ABD’nin Orta Doğu stratejisinde kilit bir müttefik haline gelebilir. Türkiye, bu stratejik ortaklık sayesinde sadece askeri değil, ekonomik ve diplomatik kazançlar da elde etmeyi umuyor.